Göl Kenarı

Konu: Göl Kenarı C.tesi Mart 22, 2008 5:44 am

Havada toprak kokusu vardı Ned ağır adımlarla göle doğru gidiyordu HOgwarts'a gelmiş olmasına çok şaşırıyor bu onu çok heyecenlandırıyordu havadaki toprak kokusunu içine çekerek gözlerini gölden ayırmadan ilerliyordu arada bir bastığı dal parçalarının çıtırtılarından başka bir ses çıkmıyordu ama sıradanlığı bozan birşey dikkatini çekmişti gözlerini gölden çevirmesede yasak ormandan gelen ses bakmadanda dikkatini çekecek kadr yüksek çıkmıştı gözünü aynı sakinliği ile yasak ormana çevirdi tahmin ettiği gibi ses kesilmiş farklı birşey gözükmüyordu belkide ağaçların arasındaki yaratık kendisinin oraya baktığını görmüş idi çünkü baktığı anda kesilmesi bir gariplik uyandırıyordu.

Önemsemedi yada önemsememeyi denedi ama merakı onu içten içe eritiyordu ki ayaklarının yasak ormana doğru gittiğini hissetti korkmuyordu ama içerideki yaratığın ne olduğunu bilmemesi ona bir dikkatli olmasını öğütlüyordu . Bu ormanın yasak olması pek birşey değiştirmiyordu onun için ormanın ilk ağacının önüne geldiğinde içeride birşeyin olmadığını gördü ancak biraz daha ileri baktığında karanlığın içinde biraz insana benzeyen bir siluet gördü ama arkasını dönmüş hızla uzaklaşıyordu .

Kendisinden kaçtığını görünce merakı yok olmuş o büyük merak toza dumana karışmıştı kendiside göl kenarına gidip dalgaların ayağının dibine gelmesini izledi büyük bir dalga geldiğinde çekiyordu...

Mesaj Sayısı : 28 Yaş : 33 Kayıt tarihi : 09/03/08

Sinem göl kenarına gezmeye gelmişti.Henüz kimseyle tanışmamıştı.Göl kenarına doğru yavaş yavaş göle geldi.Göldeki dalgarın sesi ürkütücüydü ve yüksek dalgalar vardı.İlerdi birisi gördü.Erkekti.Daha önce onu hiç görmemişti.
Ve yanına giderek:

-Merhaba ben Sinem Gryffındor öğrencisiyim ya sen?

diyerek cüppesini gösterdi.Yüzünde bir gülümseme vardı.

Konu: Geri: Göl Kenarı C.tesi Mart 22, 2008 6:02 am

Ned gölde ayaklarına gelen dalgalardan kaçarken yakınından bir sesin geldiğini duydu temiz bir kız sesi ; -Merhaba ben Sinem Gryffındor öğrencisiyim ya sen?

demişti Ned kafasını kaldırıp kızın kırmızı cüppesinden başına-gözlerine- baktı . Ardından

"Bende Ned." dedi ve ayaklarının ıslandığını hissetti daldığında dalga ayağına çarpmıştı unutmuştu dalgaları. Sudan çıkıp elini uzattı

"Tanıştığıma memnun oldum." dedi ve cüppesindeki gryffindor armasını gösterdi.

Mesaj Sayısı : 28 Yaş : 33 Kayıt tarihi : 09/03/08

Sinem Ned'in Gryffındor'lu olmasına sevinmişti.Çünkü aynı sınıfta olacaklardı.Sinem'in de ayaklarına sular geliyordu.Hiç birşey umrunda değildi.Ned'e elini uzattı:

-Bende tanıştığıma memnun oldum

dedi.Ned'den etkilenmişti.

Konu: Geri: Göl Kenarı C.tesi Mart 22, 2008 7:02 am

Ned karşısındaki gryffindor'lu kızın elini sıkarak
"İyi anlaşacağız gibime geliyor." dedi ve gülümsedi kızın güzelliği karşısında hayran kalmıştı ama çaktırmıyordu gülümsemesi içten ve samimi idi kızın elini hayla sıktığını farkederek elini çekti ve mahcup bir ifade ile

"Pardon." dedi ardından yere oturarak ayaklarını suya soktu nasıl olsa ayakkabıları ıslanmıştı ama ıslanması ona bir zevk veriyordu hasta olabilirdi ama yinede çekmemişti ayağını. Ne diyeceğini bilemiyordu şuanda dili tutulduğunu hissetti çaktırmadı yada çaktırmamaya çalıştı bir konu bulması gerektiğini düşünüyordu.

Mesaj Sayısı : 28 Yaş : 33 Kayıt tarihi : 09/03/08

Sinem çok şaşırmıştı.Ned'in hala elini tuttuğunu farketti ve oda çekti.Ned'in Sinem'e baktığını gördü.İçinden''Herhalde benden hoşlandı belli etmek istemiyor ama ben anlıyorum bende ondan hoşlandım keşke söyleyebilsem''dedi.Ned'e durduk yere gülümsedi.Ona:

-Eee Profösörlerle aran nasıl ?

dedi.Ancak konuşmak için bunu bulabilmişti.

Konu: Geri: Göl Kenarı C.tesi Mart 22, 2008 7:21 am

Karşısındaki kızın kendisine baktığını farketince hemen gözlerini derin göle çevirdi mavimsi suyun güneş ışığı ile aydınlanması çok güzel bir görüntü oluşturuyordu ki aynı temiz ses

-Eee Profösörlerle aran nasıl ?

demişti ona dönmeden cevap vermek istiyordu ama içinden bir ses bakmasını söylüyordu olmuşmuydu ? Bu kadar çabuk olamazdı herhalde . Neden ? Bu kadar hızlı oluyor diye düşünmekten kendini alamıyordu ?

Hayır yaa.

düşünceler kafasını yerken cevap vermesi gerektiğini hissetti

"Daha yeniyim . Pek alışamadım.Senin ?" dedi.Aklı karışmış bir şekilde paçaları şuanda ıslanmış dalgalar sırılsıklam etmişti cüppesinin yere deyen yerlerini.

Konu: Geri: Göl Kenarı Salı Mart 25, 2008 10:38 am

Arkadaşlar şimdilik öğrenciler için göl kenarında rp yasak...Çünkü okul açılmadı...Mesjlarınız silmeyeceğim...Okul açıldığında devam edersiniz...Bir de rp yapmak isterseniz şimdilik malikaneler var...

Konu: Geri: Göl Kenarı C.tesi Mayıs 31, 2008 3:44 am

Sabahın ilk ışıklarıyla yatağından kalkmıştı. Güneş loş odayı aydınlatıyor ve güne "Merhaba!" diyordu. Bugün Hogwarts tatildi. Ama erkenden kalkmıştı. Bugün ne yapabilirdi bilmiyordu. Yatağından doğruldu ve yerdeki terlikelerini giydi. Aslında pek terlik kullanmayı sevmezdi. Ama burda giyiyordu nedense. Pencereye yöneldi ve açtı. Dışarından ılık bir hava yüzünü okşadı. O güzel havıyı içine çekti. Çok güzel bir kokuydu. Çiçeklerin mis kokusuydu. Kuşlar şarkı sölerlermiş gibi ötüyorladı. Çiçekler esintinin etkisyile ahenk içinde dans ediyorlardı. Üstünü değiştirmek için dolabına yöneldi. Bugün Gryffindor cübbesini giymeyecekti. Bu yüzden dolaptan en çok sevdiği kot pantolanunu seçti. Üstüne ise bir gölek iyi giderdi. Siyah bir gömlek. Siyah rengini çok seviyordu. Siyah karamsarlığı ifade etsede. Ona hiç inanmıyordu. Yatakhanede herkes uyuyordu. Bu yüzden fazla ses çıkartmadan ortak salona geçti. Orada da kimseler yoktu. İlk olarak salonda bulunan kırmızı renkli konforlu koltuğa oturdu. Sessizliği dinledi. Uykusu tamamen açılmıştı. İlk aklına göl kenarı geldi. Oraya gitmeye karar verdi. Ortak salondan ağır adımlarla çıkış kapısına ilerledi. Kapıdan çıkarak merdivenlere geldi.

Merdivenler, onları çok seviyordu. Yedinci katta inmeye başladı. Yine oyun oynamışlardı. Yani yer değiştirmişlerdi. Duvarda asılı duran tablodakilere selam vermeyide unutmamıştı. Yer değiştime tekrar oldu ve eski hallerine dönmüşlerdi. İnemeye devam etti. Zemin kata geldiğinde büyük salonun kapısından daha büyük olan bir kapı vardı. Bu kapıyı iterken bir ses yükselmişti. BU ses kapının ne kadar eski olduğunu gösteriyordu. Bahçeye çıktığında ilk duyduğu ses kuşlar olmuştu. Sabahın erken saatlerinde uyanan ve akşama kadar ötüşen kuşlar. Bahçenin ortasında su yükseliyordu. Onun çevresinde de dört bölümün simgeleri vardı. Oradan geçerek göl kenarına yöneldi.

Göl kenarına geldiğinde de suyun sesi yükseliyordu. Onegmus suyun sesinin çok seviyordu. İnsanın ruhunu dinlendiriyordu. "Keşke burada yanlız olmasam" diye geçirdi içinden. Ancak etrafta kimseler yoktu. Göl kenarında bulunan düz bir taşın üstüne oturdu ve etrafı dinlemeye başladı...

Konu: Geri: Göl Kenarı C.tesi Mayıs 31, 2008 4:05 am

Eva sabah gözlerini açtığında gözüne güneş geliyotdu. İlk başta gözlerini açamadı. Yatağında döndü. Ama uykusu yoktu. Uyumak istemiyordu. Saat daha çok erkendi ama kalktı. Pencereye doğru yöneldi. Dışarıya bakarken arkadan birinin ona dokunduğunu hissetti. Eva korkmuştu ama çığlıkta atamadı. Arkasını döndüğünde arkadaşının olduğunu gördü. Ona gülümsedi. Dolabına yöneldi. Tam cüppesini alıoyrdu ki bugün Hogwarts'ın tatil olduğu aklına geldi. Bunun üzerine en sevdiği pantolununu ve tişörtünü giydi. Hava fazla esintili değildi. Ama her ihtimale karşı ince bir hırka aldı ve yatakhaneden çıktı.

Eva büyük salondan şöyle bir kafasını uzattı. Kimsecekler yoktu. Canı çok sıkılmıştı Eva'nın. Aklına göl kenarı geldi. Oraya gidebilirdi. Hem orası kalabalıkda olmazdı. Eva göl kenarına doğru yürümeye başladı. Hava hafifden esmeye başladı. Eva yanına aldığı hırkayı giydi. Bahçenin kapısını açtı. İçerde kuşlar ötüşüyorlardı. Bu çok huzur vericiydi. Çok dikatli bir şelikde kulak verdiğinde gölün seside geliyordu. Eva koşa koşa göl kenarına gitti. Orada arkası dönük biri oturuyordu. Eva yavaş yavaş oraya doğru yürüdü. Bir ağacın arkadasından baktı. Eva'ya pekde yabancı gelmedi. Eva oğlana biraz daha yaklaştı ve:

-"Merhaba." dedi. "Nasılsınız umarım rahatsız etmiyorum." diye nazikce selam verdi.

Konu: Geri: Göl Kenarı C.tesi Mayıs 31, 2008 4:16 am

Etrafta kuşar dolanıyodu. Onegmus'un keyifi iyicene yükselmişti. Gölden glen dalgalar harika görünüyordu. Bir anda göleden bir balık yükseldi ve tekrardan suyun içine girdi. Bunu görünce şaşırmıştı. O anda tatlı bir ses:

-"Merhaba. Nasılsınız umarım rahatsız etmiyorum." demişti. Onegmus kafasını arkaya çevirdi ve gelen kişiye baktı. Gelen bir kızdı. Bu saatte ne işi olabilirdi ki burada. O da Onegmus gibi erken kalkmıştı. Kıza gülümseyerek "Merhaba, iyiyim teşekkür ederim, sen nasılsın?" dedi ve ekledi "Yoo, hayır ne rahatsızlığı bende tek başıma oturuyordum" dedi. Aslında kız hiç yabancı değildi. Bir yerlerde karşılaşmışlardı. Ama Onegmus hatırlayamadı. Daha sonra "Oturmak ister misiniz?" diye sordu. "Bu arada ben Onegmus O. Ambrosio" diyerek kendisini tanıttı. "Sizin adınız nedir?" diye sordu. İlk görüşte ondan etkilenmişti. Ancak bunu belli etmemişti...

Konu: Geri: Göl Kenarı C.tesi Mayıs 31, 2008 4:24 am

Eva bu çocuktan hoşlanmıştı. Oldukça kibardı. Çocuk Eva'ya "Merhaba, iyiyim teşekkür ederim, sen nasılsın?" dedi ve ekledi "Yoo, hayır ne rahatsızlığı bende tek başıma oturuyordum". Eva'ya göre bu çocuk çok nazikti. Eva sorduğu soru üzerine :

-"Teşekkür ederim bende iyiyim." dedi. Ardından çocuk "Oturmak ister misiniz?" diye sordu. Eva nazik bir şelikde:

-"Teşekkür ederim." dedi ve ordaki bir taşın üzerine oturdu. Rüzgar Eva'nın ssçlarını geriye doğru sürüklüyordu. Ardından "Bu arada ben Onegmus O. Ambrosio" dedi çocuk. Eva:

-"Bende Evangeline Granger. Tanıştığıma memnun oldum Onegmus." dedi. Gerçektende etkileyici biriyidi. Eva Onegmus'a:

-"Sabahın erken saatinde burada olmamız çok garip. Sanırım sende benim gibi uyuyamadın." dedi. Eva Onegmus'un bir derdi var diye düşündü. Ardındanda sordu:

-"Bana hiç yabancı gelmiyorsun. Daha önce bir yerde karşılalşmış olabili miyiz?"

Konu: Geri: Göl Kenarı C.tesi Mayıs 31, 2008 4:34 am

Yanına oturmasıyla sanki herşey değişmişti. Sanki yeniden doğmuş gibi oldu. Eva'nın kendisini tanıtması üzerine "Bende tanıştığımıza memnun oldum" dedi. İkiside erken uyanmıştı. Burada karşılaşmaları tesadüf olamazdı. Uzun bir süre konuşmayarak bakıştılar. Ardından:

-"Bana hiç yabancı gelmiyorsun. Daha önce bir yerde karşılalşmış olabilir miyiz?" dedi. İlk önce gülmüştü. Çünkü o da aynı şeyi düşünüyordu. Sanki birbirlerinin zihinleri okuyorlardı.

"Bilemiyorum, belkide karşılaşmışızdır. Ben de hatırlamıyorum. Bir dakika sanırım hatıladım. Sen Gryffindor bölümündensin öyle değil mi?" diyerek. Eva'yı hatırlamıştı. Aslında gördükleri insanları unutan biri değildi. Ama o gün herkes heyecan içindeydi. Bu yüzden unutmuştu. Eva çok güzel görünordu. Saçları rüzgarın etkisiyle dans ediyordu. Acaba ondan hoşlandığını söylemeli miyid? Ama daha yeni tanışmışlardı. Biraz daha birbirlerini tanımalıydılar.

Konu: Geri: Göl Kenarı C.tesi Mayıs 31, 2008 4:43 am

Eva Onegmus'un karşısında geçmiş oturuyordu. Eline bir çubuk aldı ve yerlere sürterek oynamaya başladı. Onegmus'un gülümseyip "Bilemiyorum, belkide karşılaşmışızdır. Ben de hatırlamıyorum. Bir dakika sanırım hatıladım. Sen Gryffindor bölümündensin öyle değil mi?" dedi. Eva Onegmus'a bakarak:

-"Evet. Ama bir dakika hatır..." dedi ve "Hatırladım seni." diyerek ekledi. Eva Onegmus'a güldü. Onegmus Eva'ya bir farklı bakıyordu. Eva elindeki çubukle yere "O" harfi çiziyordu. Onegmus'tan etkilenmişti. Eva biran "Elimdekinin iz bırakan birşey olsa ne yapardım? O zaman O harfi yazdığımı görürdü." dedi ve elindeki çubuğu attı. Gerçi çubuk ne çizdiğini belli etmiyordu ama Eva yinede atmak istedi. Eva Onegmus'a:

-"Biraz kendini anlatmak ister misin?" dedi. Konuşmak istiyordu onunla. Onegmus Eva'nın dikkatini çekmişti. Eva Onegmus'a bakarak dalıp gidiyordu...

Konu: Geri: Göl Kenarı C.tesi Mayıs 31, 2008 9:37 am

Evet onu hatırlamıştı. İkisi de aynı binadaydı. Bu büyük bir şanstı. Çünkü birbilerini her zaman görebileceklerdi. Eva'ya bakınca çok hoş duygulara kapılıyordu. Onegmus'u etkilen birşey vardı Eva'da. Ama neydi? Bunu bulamıyordu. Eva elinde bir sopayla birşeyler çiziyordu. Ama ne çizdiği belli olmuyordu. Onegmus meraklanmıştı. Ama pek önemsememeye çalıştı. O anda elindeki sopayı attı. "Neden böyle yapmıştı ki?" diye geçirdi içinden. "Belkide sopanın sivri bir yeri acıtmıştı."diyerek kendisini toparladı. Ardından ayağa kalkarak gölün yanına yaklaştı. Yerden bir taş alarak fırlattı. Taş suyun üzerinde seke seke ilerledi ve suyun içine düştü. Ardından Eva'nın yaklaştığını gördü ve Eva:

"Biraz kendini anlatmak ister misin?" diyerek Onegmus'un yüzüne baktı ve gülümsedi. İlk olarak biraz duraksadı. Ardından "tabikii de" dedi ve ekledi "Ben Onegmus, herkesle iyi anlaşan, kimsenin kötülüğünü istemeyen ve cesaretimle öne çıkan biriyim. Bu yüzden de Gryffindor bölümüne yerleştim. En çok sevdiğim şeylerin başında Quidditch gelir. Çevremdeki herkes beni sever. Bende sevdiğim kişiyi tam severim" o anda Onegmus Eva'ya bakarak bir şeyler ima etmeye çalıştı ve devam etti. "Sediğim insanı ölümüne kadar korurum. İşte ben böyle biriyim" diyerek sustu. "Şimdi de sıra sende sen nasıl birisin?" dedi. Tekrardan onun yüzüne baktı.

Konu: Geri: Göl Kenarı C.tesi Mayıs 31, 2008 9:52 am

Onegmus'un gölün yanına doğru gittiğinde Eva onunla konuşmanın tam zamanı diyerek "Biraz kendini anlatmak ister misin?" sorusunu sormuştu. Bunun üzerine Onegmus biraz duraksadı. Eva tam içinden "Acaba benimle konuşmak istemiyor mu?" diye geçirirken "tabikii de" dedi Onegmus ve sözüne devam etti:

-"Ben Onegmus, herkesle iyi anlaşan, kimsenin kötülüğünü istemeyen ve cesaretimle öne çıkan biriyim. Bu yüzden de Gryffindor bölümüne yerleştim. En çok sevdiğim şeylerin başında Quidditch gelir. Çevremdeki herkes beni sever. Bende sevdiğim kişiyi tam severim" dedi ve sustu. Eva birini dinlerken gözlerinin içine bakmayı tercih eder. Onegmus'un da gözlerinin içine bakıyordu. Onegmus Eva'ya daha önce ona kimsenin böyle bir şekilde bakmadığı gibi baktı. Eva içinde bir kığırtı hissetti. Onegmus ona çok tatlı geliyordu. O harika biriydi Eva'ya göre. Onegmus Eva'ya bakıyordu ve sözüne devam etti:

-""Sediğim insanı ölümüne kadar korurum. İşte ben böyle biriyim" dedi. Eva'nın o an içinden birşey kayıp gitti. Kendini çok garip hissetti. Eva belki de bir sevgilisi vardır diye düşündü ve suratını astı. Onegmus "Şimdi de sıra sende sen nasıl birisin?" dedi ve Eva'nın yüzüne baktı.

Eva Onegmus'un sorusuna karşılık olarak:

-"Ben sevdiğim kişilere çok değer veririm. Onlar için herşeyi yapmaya hazırımdır. Cesaretimde ön plandadır. Kendime güvenim tamdır. Kimseye gereğinden fazla değer vermem. Zaten herkes hakettiği değeri alır. Kimseyle hemen canımlı cicimli olmam. Ama..." dedi ve devamını getiremedi. Eva bunu söylemenin çok erken olduğunu düşündü. "İşte böyle. Quidditch'i bende çok severim." demeyide unutmadı. Eva esen rüzgardan çok üşmüştü ama belli etmemeye çalıştı.

Konu: Geri: Göl Kenarı C.tesi Mayıs 31, 2008 10:01 am

Eva'nın da kendisini anımasıyla birbirleriyle biraz daha yaklamışardı. Çünkü ortak yanları fazladı. "Ne kadar çok ortak yanımız var" diyerek gülümsedi. İçinden ona sarılmak geliyordu. Ama bunu yapamazdı. Çünkü bundan emin değildi. Belki de onun sevdiği vardı. Bu yüzden bunu ertelemeye karar verdi. İkiside susmuştu. Doğa'nın sesini dinliyordu. Çevredeki her ses birbirini tamamlıyor gibiydi. Birden bir esinti geldi. İkiside üşümüş olsa gerek kollarını sıvazladılar. Ardından Eva'ya "Biraz yürüyelim mi ne dersin?" dedi. Güneş iyicene yükselmişti. Ancak hava biraz bozuktu. Güneşin önünde bulutlar dolaşarak güneşi kapatıyorladı. İkisi çok iyi anlaşacağa benziyorladı. İlerki günler onlar için nasıl olacaktı kim bilir???

Konu: Geri: Göl Kenarı Paz Haz. 01, 2008 2:16 am

Eva'da kendini tanıttıktan sonra ortama büyük bir sessizlik hakim oldu. Eva devamlı Onegmus'a bakıyordu. İçinden "Acaba ona sürekli bakarak hoşlandığımı çok mu belli ediyorum? Belkide rahatsız oluyordur." diye geçirdi. Tam kafasını çeviriyordu ki Onegmus'ta ona baktı. Eva Onegmus'un gözlerinin içine bakıyordu. Ne kadar da tatlıydı. Onegmus'a tatlı bir gülümseme attı. Tam kafasını çeviriyordu ki Onegmus bunu hissetmiş gibi :

-"Biraz yürüyelim mi ne dersin?"dedi. Eva esen rüzgardan üşümüştü. Yürürken ısınabileceklerini düşünmüştü. Hemde göl kenarında özelliklede Onegmus'la yürümek ne güzel olurdu. Bunun üzerine:

-"Tabi ki. Neden olmasın." dedi. Eva ve Onegmus yürürlerken Eva'nın gözü sürekli Onegmus'daydı. Ondan gözlerini alamıyord. Onegmus arada bir Eva'ya bakıyor sonra kafasını yeniden çeviriyordu. Eva Onegmus'a dalmış yürürken bir taşa takıldı ve düştü. İçinden "Olamaz rezil oldum!!" diye geçirdi.

-"Lanet şey. Canım çok acıdı." dedi ve öylece yerde kalakaldı. İçinden "Ya rezil oldum olamaz neden önüne bakmazsın ki Eva!!" diye kızdı.

Konu: Geri: Göl Kenarı Paz Haz. 01, 2008 7:45 am

İkiside yürümeye karar vermişti. Onlara kuşlarda eşlik ediyordu. Onegmus Eva'ya arada bir kafasını çeviriyordu. Ancak bakmasıyla kafasını tekrardan çeviriyordu. Daha sonra ikisi aynı anda birbirlerine baktılar. Onegmus gülümsedi. Tekrardan kafasını çevirdi. Bu arada elleri birbirine çarpıyordu. Onegmus tutmak istiyordu ancak bunu yapmamıyordu. Onegmus Eva'nın baktığını görmüştü o anda içinden "dikkat et düşer-" demesine kalmadan Eva önündeki taşa takılıp yere düşmüştü. Onegmus çok telaşlı bir şekilde Eva yardım etmek için eğildi ve onun elinden tuttu. Eva'nın yarası küçüktü. Ama çok acı verdiğini farkındaydı. O anda babasından öğrendiği bir büyü geldi. İyileştirme büyüsü olan Episkey büyüsü, bu büyü küçük yaraları iyileştiridi. Eva'ya "Aklıma bir iyileştirme büyüsü geldi, hemen onu yapacağım" diyere Eva'nın sakinleşmesini sağladı. Asasını ceinden çıkarttı. Elinde duran asasını elips şeklinde çevirdi ve "Episkey" dedi. O anda Asasından bir ışık demeti çıktı. Işık Eva'nın ayağında bulunan yaranın üstünde yoğunlaştı. Yara yavaş yava yok olmaya başladı. Bunu başarmıştı. Eva'ya "Şimdi nasılsın?" dedi. Ondan cevap beklerken onu revir'e götürmesi gerektiğini düşündü. Daha cevap almadan yerde duran eva'yı kucağına aldı. Eva hafifti. Bu yüzden onu ahatlıkla taşıyabiliryordu. Hızlı ve dikkatli adımlarla revir'e doğru ilerledi. Tekrardan düşmekten korkuyordu. Ama bunun olamaması için dikkatli davranıyordu...

Konu: Geri: Göl Kenarı Paz Haz. 01, 2008 11:17 am

Eva telaşlı bir şekilde Onegmus'a bakıyordu. Onegmus'un Eva'nın elini tutmuştu ve Eva o an ne yapacağını bilmiyordu. Ama canı çok acıyordu. Şu anda bunu bile düşünemiyordu. Ama Onegmus'un eli sıcacıktı. Onun elini tutmak istediği şeylerin en başında gelirdi. Gerçektende çok hoş biriydi. Onegmus "Aklıma bir iyileştirme büyüsü geldi, hemen onu yapacağım" dedi. Eva Onegmus'un bunu demesi üzerine telaşı birazda olsa azalmıştı. Eva Onegmus'a çok güveniyordu ve Onegmus'un ona yanlış birşey yapmıyacağını biliyordu.

Eva Onegmus'un yaptığı büyü sayesinde kendine gelmişti. Ama hâlâ ne yapacağını bilemiyordu. Onegmus Eva'nın yarasının olduğu yere dokundu ama yaranın yok olmasına rağmen Eva'nın canı hala çok acıyordu.

"Şimdi nasılsın?" dedi Onegmus.

Eva tam cevap verecekti ki Onegmus'un kendini kucağına aldığını gördü. Noluyordu? Eva iyice heyecanlanmıştı. Onegmus Eva'yı nereye götürüyordu. Eva Onegmus'a bakıyordu. Onegmus onu taşırken zorlanıyor muydu acaba?

"Ya böyle olmadı ama kıyamam sana. Nasıl talıycaksın beni?" dedi. Ne kıyamam mı? Eva bunu nasılda dedi? Onegmus'a kıpkırmızı olmuş yanaklarıyla bakıyordu Eva. Acaba Onegmus ne diyecekti?

Konu: Geri: Göl Kenarı Cuma Haz. 06, 2008 11:28 am

Onegmus Eva'yı kucağına alır almaz koşa koşa revire götürüyordu. Yoldaki öğrenciler onalra bakıyordu. Onegmus onlara aldırman koşuyordu. İçinde birazda olsa korku vardı. Ya düşürürsem korkusu. Ama bunu yapmayacaktı. Dikkatli bir şekilde koşuyordu. O anda Eva'nın konuştuğunu duydu.

"Ya böyle olmadı ama kıyamam sana. Nasıl talıycaksın beni?" dedi. Onegmus biraz kızarmıştı. Ama hiçbirşey diyememişti. Konuşmak istiyordu. Ama bunu başaramıyordu. Hogwarts'ın kapısından içeri girdiler. Şimdi de merdivenler vardı. Onlarıda hılzı bir şekilde tırmandı. Ardından doktora "Arkadaşım düştü. Ayağını incitti. Ben iyileştirme büyüsü yaptım ama bir de siz bakın" dedi ve Eva'yı sarsmadan yatağın üzeride uzandırdı. Onegmus çok telaşlanmıştı. Çünkü onu çok seviyordu. Onun kılına bile zarar gelmesini istemiyordu. Ama şimdi onu koruyamadı. Düşmesini engelleyemedi. Kendisine biraz kızmıştı.