Profesör Kompartmını

...

İşte yine bir Hogwarts günüydü. Artık Hogwarts'ın açılmasına ne kalmıştı ki? Büyük mutlukla trene binen David, eski öğrencilik günlerini hatırladı. Nasıl da bulanuıklarla dalga geçip, onlara göl kenarında bir sürü büyü yaparlardı. Güzel günlerdi. Şimdi ise Hogwarts'a bir öğrenci olarak değil, bir profesör olarak gidecekti. Bununla gurur duysa da, öğrencilik günlerini de özlemiyor değildi.

Kafasındaki düşüncelerle trene binip profesör kompartmınına girdi. İçerde kimse yoktu. Anlaşılan ilk gelen oydu. Herkesin gelip, bir an önce trenin kalmasını beklemeye koyuldu.

Hermione Rachel'ın kompartımandan içeriye girdiğini gördü ve ona doğru gülümsedi.Rachel'ın

"Merhaba bende oturabilirim değil mi?" dediğini duydu ve hoş bir tavırla :

-Merhaba...Tabiki de oturabilirsin.dedi ve gülümsedi...

İçeri art arda iki tane bayan geldi. İkisini de tanıyordu. Selam vermeleri üzerine:

"Merhaba bayanlar. Nasılsınız?"

dedi. Kendini çok iyi hissediyordu. Hogwarts'a gitmek, ders vermek... Slytherin'lileri büyütüp ölüm yiyen yapmak... Bunlar tam da onun istediği şeylerdi.

"Eee, trenin kalmasına az var sanırım."

dedi gülümseyerek.

Hermione David'in :

"Merhaba bayanlar. Nasılsınız?"demesiyle birlikte :

-İyiyim ya sen nasılsın.diye cevap verdi.Bu arada Rachel 'in :

"İsmim Rachel Caroline Black sizin ne acaba?" dediğini duydu ve yine nazik bir şekilde :

-İsmim Hermione Granger...Tanıştığıma memnun oldum. dedi.

Hermione bir anda büyük bir arkadaşlığın başlayacağını hissetmişti.Rachel'i daha hiç tanımamasına rağmen onunla çok iyi anlaşacaklarını düşünüyordu...

Isabella biletini aldıktan sonra hemen trene koştu onlar için ayrılan kompartımana gitmeden önce aklında eski yolculuk ettiği kompartıman vardı oraya uğramak geçmişi hatırlmaka istyordu düşündükçe Hogwarts'ı özlediğini fark ediyordu Hogwarts onun ikinci eviydi 7 yıl boyunca orda kalmış hayatını sürdürmüştü ve şimdi yine oraya gidiyordu;evine. Kompartımanları sıra sıra geçerken kendi kalcağını profesörlerin bulunduğu kompartımanı bulmak onun için kolaydı çünkü öğrenciyken öğrenciler başkanı olduğu için sürekli oralarda takılırdı biraz daha ilerledikten sonra buldu kompartımanı.Kapıyı sürgeleyerek içeriye girdi içerde; 3 kşi vardı bunlar ikisini tanımıyordu fakat biri ona işi teklif eden David Malfoy vardı Isabella elindeki çantayı oturacağı yere bıraktı kendide oturduktan sonra selam verme kısmına geldi olay.

"Merhaba profesör Malfoy-"ona gülümseyerek"-Merhaba"dedi sonra iki bayana dönerek onların isimlerini bilmiyordu ama en kısa zamanda öğreneceğine inanıyordu.

Matt kompartmana girdi.Yabancılık çekiyordu.Cam kenarına oturdu.Dışarıya bakıyordu ve düşünüyordu:

-Acaba arkadaşım olacak mı ?

diye düşündü ve etrafınabaktı.Ardından herkese :

-Merhaba ben Matt Damon.

dedi gülümseyerek.

Out: Ne işin var senin burda? Profesör kompartmınında!?

Morwen oldukça sakindi..Elindeki hoş görünümlü valizle içeriye doğru yürüdü..Hogwarts'ın başlaması ona ayrı bir heycen katmıştı..Oldukça samimi bir yüz ifadesi takınmıştı..Yeşil gözlerindeki parıltı sanki kompartımanı ısıtıcak kadar sıcak bakıyordu..Üzerindeki cüppe vücuduna tam oturuyordu..Yasemin kokulu parfümü de oldukça güzel kokuyordu ve etkileyiciydi..Kompartımanın kapısını açtığında içeriye doğru baktı..Tanıdık yüzler aradı..Herkesi süzdükten sonra sadece David'i tanıdığını farketti..Hemen valizini hızlı bir şekilde çekti..

"Herkese merhaba..Kompartıman oldukça kalabalık anlaşılan..Bende aranıza gelebilirsem mutlu olcam.."

dedi ve biraz fazla abarttığını düşünerek valizine doğru yüzünü çevirdi..Ama herkesin samimi olduğunu düşünmüştü..

Morwen bazen ruhunun tam bir Gryffindor ruhu olduğu düşüncesine kapılırdı..Böyle durumlarda oldukça asi olur ve sinirlenirdi..Ama şidmi bunun zamanı değildi diye düşündü..Gözlerinin ovuşturdu..Kadifemsi elleri valizi çekmekten pembemsi bir renk olmuş ve terlemişti..

Andrew kompartımanda ayaklarını sürüye sürüye ilerlerken kendisini heyecanlı fakat bir o kadar da yorgun hissediyordu. Bu ompartımana bir kaç uzun seneden beridir binmemişti. Ondan önceki yıllarda ise sadece öğrenci olarak bulunmuştu. Kafasını gördüğü ilk sakin kompartımanın içine soktu. İçeride kendisi gibi yetişkinlerin bulunduğunu görünce bir kaç heyecanlı adım attı. Fakat daha sonra kendisine gelip bavulunu yerleştirdi ve gördüğü ilk boş yere oturdu. Oturur oturmaz derin bir nefes alıp etrafındaki herkese hitap ederek

'Selam arkadaşlar ben Andrew Tom Lestrange, Bakanlık görevlisiyim'

diyip başını önüne eğdi. Yolculuğun sadece bu şekilde geçeceğini düşünüyordu. Başını önüne koyup hayallere dalarak. Fakat ilgisini hemen karşısında oturan güzel kız çekmişti. Etraftakilerle çok daha samimi görünüyordu. Kızın güzelliği Andrew'in dikkatini daha ilk anda çekmiş olsa da Andy kendisine hakim olmaya çalışıyordu. Elini kıza uzatıp az önceki kelimeleri tekrarladı.

'Merhaba ben Andrew Tom Lestrange, kısaca Andy de diyebilirsin. Sizin adınız nedir acaba'

Sam,hafif heyecan ile karışık,değişik bir ruh halindeydi.Yıllar önce öğrenci olarak bindiği bu trene, şimdi koca bir kadın olarak binecekti.Gerçi çokta koca kadın değildi.Henüz 20 yaşındaydı..
Trene binerken aklında bunlar vardı.Trende Evangelina'yı aramış,bulmuş,birsürü tembih de bulunmuştu.Ve kompartımanları dolaşa dolaşa Profesör kompartımanını da bulmuştu..

İçinden Meliana'ya kızıyordu.Ne vardıki deli gibi koşturacak ?! Fırlamıştı trene..

''Selam arkadaşlar.''

Yüzünde tebessümle içeriye girdi Sam.Birçok tanıdığı vardı.İlerledi ve Meliana'nın yanına sıkışıp,oturdu.Otururken de Meliana'ya tip tip bakmayı ihmal etmemişti.Birden kendini tanıtması gerektiğini düşündü.Ve güzel bir ses tonuyla;

'' Samantha Daria Rain Granger.Uçuş Profesörüyüm.Kısaca Sam diyebilirsiniz. ''

Kısa tutması gerektiğini düşünmüştü.Birşey ekleme ihtiyacı doğdu içinde;

''Meliana maalesef benim ikizim.'' dedi gülümseyerek.Ardından turkuaz-siyah çantasından,kitabını çıkardı.Meliana'nın gözlerini devirerek ona baktığını gördü.Ne var anlamında başını salladı.Sanki trende kitap okumak yasak...diye de söyleniyordu içinden..

Andrew yarım kalan sözlerine tebessüm ettikten sonra devam etti.

"Memnun oldum Rachel. Ben Londraya daha yeni geldim ve burada tanıdığım az kişiden birisin"

Lafını bitirince tekrar tebessüm etti. Kızla konuşmaya hevesli olduğu belliydi.

Out: Burda işin ne senin?! D.K.M.

Ashley artık okula gitmek için profesörler kompartmanına bindi nedense çok heyecanlıyıdı hiç kimseyi tanmıyordu yani bir okulda yeni kişiler onu heyecanlandırıyordu...Kapıdan girerken içiride fazla kişi olduğunu gördü ilk çekinsede hemen alıştı ve içerdekilere

merhaba ben ashley... ashley tısdale muggle bilimleri profesörüyüm oturdum ama rahatsız ediyorsam kalkabilriim dedi kibarca gülümseyerek hepsiyle arkadaş olucağına emindi...Çok arkadaş canlısıydı ashley..

Melina bu aralar çok dalgındı içeriye giren bayanı daha sonradan fark etti ve onun kibarca :

-merhaba ben ashley... ashley tısdale muggle bilimleri profesörüyüm oturdum ama rahatsız ediyorsam kalkabilriim dediğini duydu.

Bunun üzerine Melina gülümseyerek :

-Merhaba bende Melina Irma Granger,Zihinbend profesörüyüm. dedi.

Melina Ashley'i çok sevmişti.Onda farklı bir şey olduğunu düşünmüştü.Uzun süre bunları düşünerek Ashley'e baktı.Ashley bu durumdan hoşlanmamıştı.Üstünü başını düzelterek yerine oturdu.Fakat Melina ona hala bakıyordu.Daha sonra Ashley'nin rahatsız olduğunu gördü ve gülümseyerek kafasını çevirdi ve çok sevdiği ikizine döndü.Sam hala kitap okuyordu.Melina bu durumdan çok sıkılmıştı.İçinden "Artık şu tren hareket etse." diye geçirdi ve yine cama doğru dönerek gözlerini dışardaki kalabalığa dikti...