Sıcak Hava

out: Abi : Aslında henüz tanışmamamış olmamız gerekmiyor mu? Her neyse, normal devam ediyorum, tanışıyormuş gibi XD

Jiména, sıcak havanın içinden geçiyormuş gibiydi. Resmen güneşin göz kamaştıran sarı ışınları kırmızı saçlarında parlıyor, üstünde ki bol siyah kot pantolonun üstüne dökülen, içine beş kişiyi rahatlıkla alabilecek koyu yeşil tişörtünde dans ediyordu. Her ne kadar güzel bir görüntüymüş gibi görünse de Jimmy'nin pek hoşuna gitmemişti. Gözlerini kısarak, etrafına, Diagon Yolu'na baktı. Henüz yolun başındaydı. Çatlak Kazan'ın yanında ki kırmızı tuğla duvardan henüz geçmiş, önünde ki uzun ve kalabalık yola bakıyordu. Neşeli cadılar ve büyücüler! Merlin, gerçekten mutlu insanlar vardı etrafta! Çarpık dükkanlar, dükkanların camına yapışmış küçük çocuklar, bir dürü büyülü yaratık! Cisimlenenler, rengarenk cüppeler. Jiména ister istemez neşeli bir edayla yürümeye başladı. Hiç bir zaman yüzünü asma gereksinimi duymamıştı. Kırmızı saçları yeşil tişörtünden aşağı dökülürken, ellerini kotunun cebine soktu ve dudaklarını büzerek ıslık çalmaya başladı. Yakında Hogwarts'a başlayacaktı! İlgi çekici bir yer olduğunu düşünmüyordu pek... Ya da treni görünce heyecanlanacağını sanmıyordu! Onu asıl cezbeden şey Hogwarts'ın gizemleriydi! Ve reşit olduğunda, kendi asasıyla istediği büyüleri yapabilecek olmasıydı! İşte tüm bunlar sayesinde sıcak havaya aldırıi etmeden kendi kendine yürüyordu... Kendi yaşlarında bir kız ona başıyla nazikçe selam verdi. Kızın dalga dalga olan kızıl saçları dans ederken Jimmy onun kim olduğunu çıkaramasa dahi yine de başını nezaketle salladı.
İnsan hengamesi içinde, sanki kendi aurasının koruması altında yürüyor, ne birine çarpıyor ne de biri ona çarpıyordu. Dükkanların camekanlarına bakmak istemiyordu. Tek bir isteği vardı, o da koca bir kase dondurma ile alakalıydı.
Adımları birbirini takip ederken Diagon Yolu'nun en ünlü dondurmacısının camdan kapısını tek eliyle itip açtı. Yüzüne çarpan serinlik, içeride soğutucu tılsımların uygulandığının sinyallerini Jimmy'e kadar ulaştırıyordu. Kapı arkasında sessizce kapanırken, burnuna envai çeşit dondurmanın kokusu geldi. Kulaklarında ise sadece uğultu vardı. Bir an sonra zevkle döşenmiş, küçük yuvarlak masaların arasından geçiyordu. Sonra kulağına dolan iki tanıdık sesle irkildi. Arkasını döndüğünde az önce yanlarından geçtiği fakat görmediği iki kişiyi gördü! Yüzüne bir sırıtış yayılırken, Diana'nın yanına doğru uzun adımlarla ilerledi. Bol kotu yerleri süpürürken Jimmy bununla ilgilenmiyordu bile! "Hey! Di! Naber!" Kızın yanına gelip elini onun omzuna koydu, bakışları umursamazca Arya'nın üstünde dolaştı, sesinde ki kayıtsızlığı serbest bırakırken konuştu: "Selam Malfoy!" Kız ile aralarında bir samimiyet olmadığından ona soyadıyla hitap etmişti. Daha sonra son derece rahat bir şekilde sandalyeye yayılırken saçlarını geriye doğru attı ve akciğerlerine temiz havayı doldurdu. Gözlerini kapatırken, dünya ile bağlantısını kesmişti. Fakat bu sadece bir saniyeden daha kısa sürdü ve oturduğu yerden: "Umarım özel bir mevzu değildi! Aa... Bayan!" O sırada yanlarından geçen şirin önlüklü cadıya seslendi. Kısa boylu ve tombul bayan yerinde sıçrayarak Jimmy'e açık yeşil gözlerini dikti. "Bir şey mi arzu ettiniz?" Jimmy başını sallarken bu tatlı yaşlı cadıya hitap etti: "Evet... Imm, sanırım sakızlı dondurma ve balkabağısuyu istiyorum. Balkabağısuyu soğuk olursa sevinirim! Hava gerçekten sıcak!" Dedi. Kadın halden anlarcasına başını salladı ve hemen ortadan kayboldu. Jimmy ayaklarını öbür sandalyeye uzatırken, iki kıza da bakmaya devam etti. İkisinin Jimmy'nin bu rahat davranışlarından rahatsız olup olmadığını merak ediyordu... Ya da belki de etmiyordu! Kimin umrundaydı ki!