1.Sınıf 1. Ders ( Offline )

Konu: 1.Sınıf 1. Ders ( Offline ) Cuma Mayıs 30, 2008 4:28 am

Yatağında oturmuş, kendine gelmeye çalışıyordu. Sabah kalktığında gözlerini bir yere sabitler gün boyu yaşayacaklarını bir sıraya sokmayı severdi. Yeni odasına alışmak zor olsa da her şeyi düzene koymuş odasında gözlerini gezdirdi. Büyük Salona gidip ziyafet çekmenin zamanı gelmişti. Üzerine siyah bir elbise giyip asasını alıp odasından ayrılmıştı. Beyaza çalan sarı saçlarını tepede topuz olarak bağlamıştı.

Büyük Salon hiç bu kadar küçük gelmemişti gözüne. Okuduğu zaman devasa gözüken Büyük Salon artık normal bir hal almıştı. Mezun olalı uzun bir süre olmuştu. Hogwarts’ a tekrar girdiği an okulda keşfettiği yerleri tekrar kolaçan etmişti. Yine o yıllardaki gibi mutlu ve huzurlu hissetmesi onu biraz şaşırtmıştı. Kahvaltı çocukların sohbeti ile gürültülü olsa da Eileen arkadaşlarının yaptığı gürültüyü hiç fark etmediğini gördü. Profesör masasında olmak çok garipti.

Dersliğe giderken hiç heyecan duymuyordu. Sakin olması garipti. Bu sakinliği etrafı tanıyor olmasına borçlu olmalıydı. Sınıfa yaklaştığında gelen sesleri dinledi. Gürültü koridorun başına kadar geliyordu. Onun da yıllar önce gördüğü sınıfın kapısını yavaşça araladı.

“ Gıcır!”

Kapıdan çıkan ses herkesin arka tarafta bulunan kapıya dönmesine neden olmuştu. Eileen karşıda ve öğrencilerin önünde duran büyük masaya doğru ilerlerken, tüm gözler onun üzerindeydi. İşte o an heyecanlandığını hissediyordu. Onlara doğru döndü ve nefesini düzenlemek için derin bir nefes aldı. Tüm işlemler sanki kendiliğinden oluyor gibiydi. Konuşmadan önce biri yeşil, diğeri mavi olan gözleri ile tüm sınıfı inceledi. Öğrenciler oluşan sessizliğe şaşırmış gibiydiler.

“ Sihirli Günler, Benimle ilk Zihinbend dersine hoş geldiniz! İsmim Eileen Garcia.”

Sınıfın ismini anlaması için yavaş söylemeye çalışmıştı. Öğrencilerin hepsi farklı birer havadaydı. Kimi kendinden emin tavırlarla bakıyordu. Kimi korkak gözlerle söylediklerini sindiriyor gibiydi. Bunda belki biraz farklı renkte olan gözlerinin etkisi olabilirdi. Sarı saçları farklılığı daha da belirgin hale getiriyordu.

“ Dersimi uygulamalı olarak işlemeyi düşünüyorum. Ama bu derste sadece tanışacağız ve Zihinbend hakkında genel bilgi vereceğim. İkinci derste zihnimizi kapamayı öğrenmeye çalışacağız ve sene sonuna kadar ilerletebildiğimiz yere kadar ilerleteceğiz.”

Ders geçmeleri ile çoğu öğrenci yerinde kıpırdadı. İlgi biraz olsun artmaya başlamıştı. Eileen masanın yanından ayrılıp, sınıfın ortasındaki boşlukta, yakaladığı bakışlara karşılık vererek yürüdü. Sınıfta birkaç öğrenci arasında konuşsa da Eileen buna aldırmıyordu. Bu öğrencilerin kendine güveni tam olanlar ya da hınzır olanlar olduğunu biliyordu. Böyle kişiliktekilere alışıktı ve ona çok doğal geliyordu.

“ Eminim bu dersi seçen herkes Zihinbend’in ne olduğunu bilmektedir. Zihinbend’in amacı özünde kendinizi düşmandan korumaktır. Genel olarak ise; Zihni, sihirli müdahale ya da etkiye karşı mühürlemedir. Eğer birinin zihnine girmek istiyorsak Occlumency büyüsünü kullanırız. Kendi zihninin sihir yoluyla başkası tarafından okunması veya ele geçirilmesini önleyebilenlere ise Zihinbendar ya da zihnefend denmektedir. Ben çoğunlukla Zihinbendar kelimesini kullanıyorum.”

Bazı öğrencilerin parşömenlerini çıkarıp, not aldığını görmüştü. Bunun pek yararlı olduğunu sanmıyordu. Çünkü zihni okumak ve kapamak için alınan notlardan fazlası gerekiyordu. Uygulama yapmak en önemli şeydi. Sadece o zaman zafere ulaşılabilirdi.

“ Bir, iki ve üçüncü sınıfta sadece zihnimizi kapamayı öğreneceğiz. Diğer sınıflara geldiğiniz de, başkalarının zihnini de okumayı öğreneceğiz. Tabi bunu her öğrenci başaramayacaktır. Yıllar ilerledikçe sayımız yavaş yavaş azalacak.“

Bu cümleler öğrencilerin gözlerinin daha fazla açılmasına neden olmuş gibiydi. Herkes kaçıncı sınıfa kadar okuyacağının derdine düşmüş gibi birbirlerine baktığını fark etti. Bu endişe dolu bakışlar sınıfa geldiğinden beri ilk kez onu gülümsetti. Hayatı boyunca ciddi olan Eileen bazı zamanlarda sadece güler veya gülümserdi.

“ Dersimiz hakkında genel bilgi verdiğime göre; şimdi sizleri tanıma sırası geldi. Kendinizi tanıtırken ders işleyişinden memnun olup olmadığınızı söylerseniz iyi olur.”

Masasına oturup, gözleri ile birini taradı ve kendinden emin tavırlı birine başını eğerek ona izin verdiğini belirtti. Öğrenci yavaşça ayağa kalkarak kendini tanıttı ve düşüncelerini bildirdi. Ardından bir başka öğrenciye geçer sınıfta bulunanları teker teker tanımaya çalıştı. Onların adını bir parşömene yazarak, gözlemlediği küçük hal ve hareketleri yanlarına not etti. Eileen konuşma ve vücut dilini okumayı Zihinbend sayesinde biraz olsun öğrenmişti. Zihinbend beyine girmeye çalışırken ister istemez insanların davranışlarını da izleme fırsatı doğurmuştu. Tüm öğrenciler konuşması bittiğinde tekrar ayağa kalkarak o konuşmaya devam etti. Ders saatinin bitmesine birkaç dakika kalmıştı.

“ Dersimiz bitmiştir. Sizleri tanıdığıma memnun oldum, umarım sizde olmuşsunuzdur. Zihinbend ile ilgili bir şeyler öğrenmek isterseniz kütüphaneye başvurabilirsiniz. Sihirli günler”

Konuşması bittiğinde, öğrenciler yavaş yavaş hareketlenmeye başlamıştı. Eileen bazılarını başıyla selamlayarak sınıftan ayrıldı. Dersten sonra yapacağı birkaç işi vardı ve hızlı olmalıydı.

Konu: Geri: 1.Sınıf 1. Ders ( Offline ) Cuma Mayıs 30, 2008 5:26 am

Diana Aritmansi dersinden çıktıktan sonra elinde kitaplarla bahçeye çıktı.Hemen bir banka oturup derin bir nefes aldı.Buiğrenç bir duyguydu onun için..Biraz dinlenmeliydi,elindeki saate baktığında Zihinbend dersinin başlamasına çok az kaldığını fark edip hızla yerinden kalktı.Koşarak Zihinbend dersliğinin olduğu yeri arıyordu..Yine her zaman ki gibi buldu ve sınıfa girip,

" Merhaba Profösör. "

diyerek yerine oturdu.Profösör konuşmaya başlamıştı,

" Sihirli Günler, Benimle ilk Zihinbend dersine hoş geldiniz! İsmim Eileen Garcia. "

Diana gözlerini ona dikmiş bir biçimde onu dikkatle izliyordu..

" Dersimi uygulamalı olarak işlemeyi düşünüyorum. Ama bu derste sadece tanışacağız ve Zihinbend hakkında genel bilgi vereceğim. İkinci derste zihnimizi kapamayı öğrenmeye çalışacağız ve sene sonuna kadar ilerletebildiğimiz yere kadar ilerleteceğiz "

Uygulamalı mı?Bu süperdi..Diana uygulamalı şeylere bayılırdı.Bu dönem Zihinbend dersleri çok eğlenceli geçeceğe benziyordu..

" Eminim bu dersi seçen herkes Zihinbend’in ne olduğunu bilmektedir. Zihinbend’in amacı özünde kendinizi düşmandan korumaktır. Genel olarak ise; Zihni, sihirli müdahale ya da etkiye karşı mühürlemedir. Eğer birinin zihnine girmek istiyorsak Occlumency büyüsünü kullanırız. Kendi zihninin sihir yoluyla başkası tarafından okunması veya ele geçirilmesini önleyebilenlere ise Zihinbendar ya da zihnefend denmektedir. Ben çoğunlukla Zihinbendar kelimesini kullanıyorum "

Profösör bu sözleri söylerken,Dianan bir yandan hepsini not fedterine yazıyordu.Her zaman dersi dinlerken not ederdi.Hani herkesin bir öğrenme tekniği var derler ya,Diana'da not ederek öğrenirdi..

" Bir, iki ve üçüncü sınıfta sadece zihnimizi kapamayı öğreneceğiz. Diğer sınıflara geldiğiniz de, başkalarının zihnini de okumayı öğreneceğiz. Tabi bunu her öğrenci başaramayacaktır. Yıllar ilerledikçe sayımız yavaş yavaş azalacak. "

" Dersimiz hakkında genel bilgi verdiğime göre; şimdi sizleri tanıma sırası geldi. Kendinizi tanıtırken ders işleyişinden memnun olup olmadığınızı söylerseniz iyi olur. "

Diana Profösör'ün son sözünün üzerine parmağını kaldırıp bekledi.Profösör ona söz hakkı verdikten sonra ayağa kalktı ve konuşmaya başladı,

" Adım Diana Ashlee Brown,11 yaşındayım,Hufflepuff binasındayım..Ermm..bu arada ders planlamasını gayet mantıklıca yapmışsınız Profösör.. "

Yerine oturdu..Sırayla tüm sınıf kendini tanıtıyordu.Zaten çoğu kişi ile de önceden tanışmışlığı vardı..İlk dersleri oldukça zevkli geçmişti.Herkes kendini tanıtmayı bitirdiğinde Profösör şu kelimeleri söyleyip sınıftan çıktı,

" Dersimiz bitmiştir. Sizleri tanıdığıma memnun oldum, umarım sizde olmuşsunuzdur. Zihinbend ile ilgili bir şeyler öğrenmek isterseniz kütüphaneye başvurabilirsiniz. Sihirli günler "

Hem zaten zilde çalmıştı.Diana bütün eşyalarını toplayı sınıftan ayrıldı.Sonunda bir dersi daha atlatmıştı.

Konu: Geri: 1.Sınıf 1. Ders ( Offline ) Cuma Mayıs 30, 2008 6:04 am

Sabahın ilk ışıklarıyla uyanmıştı. Güneş parlak bir şekilde karanlığı aydınlatıyordu. Odanın loş ışığı yavaş yavaş kayboluyor. Yerini aydınlığa bırakıyordu. Dışarıdaki temiz havayı solumak için yatağından kalktı ve pencereye yöneldi. Pencereyi açtığında serin bir hava yüzünü okşadı. Ardından temiz hava odaya yayıldı. O yağmurlu geceden eser kalmamıştı. Dışarıda kuşlar sanki şarkı söylüyor gibi ötüyorlardı. Çiçekler esintinin etkisiyle dans ediyorladı. Bu güzellikleri görünce daha bir keyifli oldu. O tertemiz havayı içine çekti ve sonra geri verdi. Daha sonra pencereyi kapattı. Yatağının yanındaki sehpanın üstünde duran kitaplarını çantasına yerleştirdi. Şimdi üstünü değiştirmek için dolabına yöneldi. Üstünü değiştirerek Gryffindor'lu öğrenci oldu. Asasını siyah cübbesinin içinde bulunan cebine koydu. Artık derse hazırdı. Ancak derse gitmeden önce kahvaltısını yapmalıydı. Çantasını omzuna aldı ve yatakhaneden ortak salona geçti. Unuttuğu birşey var mı diye duraksadı. Ama unuttuğu birşey yoktu. Yoluna devam etti. Ortak salonun kapısından dışarı çıktı. Şimdi zemin kata inmeliydi. Ağır adımlarla merdivenlere yöneldi. Bugün merdivenler ona oyun oynamadı. Yani yer değiştirmediler. Kısa bir süre sonra zemin kata geldi. Önündeki büyük üzerinde çeşitli işlemeler olan kapıyı iterek ortak salona girdi. Öğrenciler ve Profesörler kahvaltılarını yapıyolardı. Hemen Gryffindor masasına yöneldi ve arkadaşlarına selam vererek yerine oturdu. İlk olarak meyve suyunu bardağına doldurdu. Bir yudum alarak kahvaltısına başladı. Kahvaltı menüsü çok zengindi. Burada sanki evdeymiş gibi kahvaltı yapıyordu. Tek eksik şey ailesiydi. Ancak buradaki ailesi de Gryffindordu.

Kahvaltısını bitirdikten sonra ilk dersi olan Zihinbend dersliğine gitmek için masadan kalktı ve tekrar o büyük kapıdan dışarı çıktı. Zihinbend sınıfı zindanlardaydı. Bu yüzden o karanlık merdivenlerden inmeliydi. O karanlık yerden hızlı bir şekilde ilerledi. Sınıfa yaklaşlaşmıştı. Kapısına geldiğinde kapıyı tıklatarak kapıyı açtı. Kapıyı açınca "Gıcır!" diye bir ses yükseldi. Kapı oldukça eskiydi. Bu yüzden açınca ses yükseliyordu. İçeri girdiğinde sadece bir öğrenci bir de profesör vardı. Profesör'e "İyi günler efendim!" diyerek ön sıralardan birine yöneldi ve oturdu. Sınıf zindanlarda olduğu için karanlıktı. Sadece bir yerden ışık giriyordu. O da sınıfın ön tarafındaki küçük penceresinden. Sınıfın arka kısmını da loş bir ışık aydınlatıyordu. Şimdi diğer öğrencileri beklemeye başladı. Onları beklerken Zihinbend kitabını biraz karıştırdı. Çok geçmedende öğrenciler gelmeye başladı... Tüm öğrenciler gelmişti. Artık derse başlayabilirlerdi. Ardından Profesör:

“ Sihirli Günler, Benimle ilk Zihinbend dersine hoş geldiniz! İsmim Eileen Garcia.” diyerek masasına ilerledi. Profeösr'ün gözleri maviydi. Bu loş sınıfta ayrı güzel görünüyordu. Daha sonra devam etti:

“ Dersimi uygulamalı olarak işlemeyi düşünüyorum. Ama bu derste sadece tanışacağız ve Zihinbend hakkında genel bilgi vereceğim. İkinci derste zihnimizi kapamayı öğrenmeye çalışacağız ve sene sonuna kadar ilerletebildiğimiz yere kadar ilerleteceğiz.” dedi ve sınıfın ortadaki boşluğa geldi. Onegmus selam vercesine başını eğdi. Profesör'de başını eğmişti. Ardıdan konuşmaya devam etti:

“ Eminim bu dersi seçen herkes Zihinbend’in ne olduğunu bilmektedir. Zihinbend’in amacı özünde kendinizi düşmandan korumaktır. Genel olarak ise; Zihni, sihirli müdahale ya da etkiye karşı mühürlemedir. Eğer birinin zihnine girmek istiyorsak Occlumency büyüsünü kullanırız. Kendi zihninin sihir yoluyla başkası tarafından okunması veya ele geçirilmesini önleyebilenlere ise Zihinbendar ya da zihnefend denmektedir. Ben çoğunlukla Zihinbendar kelimesini kullanıyorum." dedi ve ekledi “ Bir, iki ve üçüncü sınıfta sadece zihnimizi kapamayı öğreneceğiz. Diğer sınıflara geldiğiniz de, başkalarının zihnini de okumayı öğreneceğiz. Tabi bunu her öğrenci başaramayacaktır. Yıllar ilerledikçe sayımız yavaş yavaş azalacak.“ Bunu demesiyle Onegmus kendini topladı. Bu dersi başaracağına inanıyordu. İlk ders bilgi vererek ilerliyordu. O anda Profesör:

“ Dersimiz hakkında genel bilgi verdiğime göre; şimdi sizleri tanıma sırası geldi. Kendinizi tanıtırken ders işleyişinden memnun olup olmadığınızı söylerseniz iyi olur.” dedi. Sözünü bitmesiyle elini kaldırdı. Ancak ilk başka bir öğrenci elini kaldırmıştı. Şimdi onu dinlemeliydi. Kızın konuşmasının bitmesiyle tekrardan el kaldırdı ve söz hakkı alarak ayağa kalktı. Kendisini tanıtmaya başladı.

"Öncelikle herkese merhaba!" diyerek başladı "Benim adım Onegmus O. Ambrosio, Ambrosio ailesinin en küçük üyesiyim. Okulda çalışan ablam ve benim gibi okuyan ikizim var. Ben Gryffindor binasındayım ikizim ise Ravenclaw binasındadır. O zekiliği ile öne çıkarkan ben ise cesaretimle öne çıkarım. Ayrıca Gryffinodr bölümünün sınıf başkanıyım. İlk dersin işlenişi klasiktir. Yani ders hakkında bilgi verme ve tanışma gibi şeyler yapılırdı. Sizde bunu uyguladınız. Ama zihinbend dersi etkili bir ders olduğu için değişik bir şekilde de olabilirdi. Ama dersinizden memnunum" diyerek yerine oturdu ve diğer arkadaşlarının kendilerinin tanıtmasını dinledi. Tüm öğrenciler kendilerini tanıtmştı. Kimi Ravenclaw'lı kimi Slytherin kimi de Hufflepuff'luydu. Kendisi gibi Gryffindorlu olanlarda vardı. Herkesin karakterleri farklıydı. Daha sonra Profesör ayağa kalkarak:

“ Dersimiz bitmiştir. Sizleri tanıdığıma memnun oldum, umarım sizde olmuşsunuzdur. Zihinbend ile ilgili bir şeyler öğrenmek isterseniz kütüphaneye başvurabilirsiniz. Sihirli günler”

Bu derste bitmişti. Sırasının üstünde duran kitabını çantasına koyarak çantasını sırtına aldı. Çıkışa doğru ilerledi. İlerlerken tekrardan Profesör'e selam verdi ve sınıftan ayrıldı. İlk ders çok güzel geçmişti. Acaba diğer derslerde böyle mi geçecekti???

Konu: Geri: 1.Sınıf 1. Ders ( Offline ) Cuma Mayıs 30, 2008 6:39 am

Sly ortak salonda saf saf oturuyordu.Daha saat çok erkendi.Ortak salonun önünden geçen Slytherin'liler Sly'ye Sly'de Slytherin'lilere bakıyordu.Yavaş yavaş ayağa kalktı.Kızlar yatakhanesine doğru koşmaya başlamıştı.Direkmen kendini dolabının önüne attı.Daha çok küçüken ikiziyle çekilde bir fotoğraf vardı.Fotoğrafa bakarka gülümsedi.Dolabından Zihinbend kitaplarını alıp kızlar yatakhanesinden çıktı.Yavaş yavaş Zihinbend sınıfına gidiyordu.Sınıfa girdiğinde profesörün sınıfta olduğunu gördü.Gözleriyle sınıfı taradı.bir Gryffindor'lu birde Hufflepuff'lı vardı.En arkadan bir sıraya geçti.Profesöre bakarak seslice;

"İyi günler profesör."

Elinde duran mürekkep şişesi,tüğ kalemi ve parşomenini sıraya koydu ve başını avcunun içine alarak beklemey başladı.Sınıf yavaş yavaş doluyordu.Sonunda sınıf tamamen dolmuştu.Profesör hemen konuşmaya başlamıştı;

“ Sihirli Günler, Benimle ilk Zihinbend dersine hoş geldiniz! İsmim Eileen Garcia.“ Dersimi uygulamalı olarak işlemeyi düşünüyorum. Ama bu derste sadece tanışacağız ve Zihinbend hakkında genel bilgi vereceğim. İkinci derste zihnimizi kapamayı öğrenmeye çalışacağız ve sene sonuna kadar ilerletebildiğimiz yere kadar ilerleteceğiz.[i]Eminim bu dersi seçen herkes Zihinbend’in ne olduğunu bilmektedir. Zihinbend’in amacı özünde kendinizi düşmandan korumaktır. Genel olarak ise; Zihni, sihirli müdahale ya da etkiye karşı mühürlemedir. Eğer birinin zihnine girmek istiyorsak Occlumency büyüsünü kullanırız. Kendi zihninin sihir yoluyla başkası tarafından okunması veya ele geçirilmesini önleyebilenlere ise Zihinbendar ya da zihnefend denmektedir. Ben çoğunlukla Zihinbendar kelimesini kullanıyorum.Bir, iki ve üçüncü sınıfta sadece zihnimizi kapamayı öğreneceğiz. Diğer sınıflara geldiğiniz de, başkalarının zihnini de okumayı öğreneceğiz. Tabi bunu her öğrenci başaramayacaktır. Yıllar ilerledikçe sayımız yavaş yavaş azalacak.Dersimiz hakkında genel bilgi verdiğime göre; şimdi sizleri tanıma sırası geldi. Kendinizi tanıtırken ders işleyişinden memnun olup olmadığınızı söylerseniz iyi olur."

Sly iki kişi konuştuktan sonra profesörün izin vermesiyle ayağa kalktı;

"Adım Slytha Violét Rousséau.Soylu bir Fransız ailesinden geliyorum.Bir tane ikizim var.Özel yetenek oalrak ailemin soyundan kalmış Çatal Dili biliyorum."

deyip yerine oturdu.Çatal dili ağzından çıkar çıkmaz sınıftaki neredeyse bütün bakışlar Sly'ye çevrilmişti.Sly başını sıranın üstüne koyup profesörün çıkmasını bekledi.

"[i]Dersimiz bitmiştir. Sizleri tanıdığıma memnun oldum, umarım sizde olmuşsunuzdur. Zihinbend ile ilgili bir şeyler öğrenmek isterseniz kütüphaneye başvurabilirsiniz. Sihirli günler”

Sonunda profesör sınıftan çıkmıştı.Bütün sınıf yavaş yavaş boşaldıktan sonra en sona Sly çıkıp ortak salona gitmişti.

Konu: Geri: 1.Sınıf 1. Ders ( Offline ) C.tesi Mayıs 31, 2008 10:03 am

Eva sabah homurdanarak kalktı. Gece uyuyamamıştı. Kafasında binbir çeşit şey vardı. Son günlerde Onegmus'la hiç karşılaşmıyordu. Onu da özlemişti hani. Yatağından doğruldu. Perdesini aralayarak dışarı baktı. Ne de güzel görünüyordu herşey. İçi huzurla dolmuştu. Çantasını önceden hazırlamıştı. Eva elini yüzünü yıkadıktan sonra üstünü giymek için dolabına yöneldi. Üstüne cüppesini giydi eline asasını aldı ve yatakhaneden çıktı. Eva büyük salona inmek için meldivenlerin yanına gittiğinde bir eksiklik hissetti. Eva büyük bir sinirle:

-"Off... Olamaz! Tabi ya çantamı yatakhanede unuttum." dedi ve söylene söylene yatakhaneye yöneldi. Hemen öantasını aldı unuttuğu birşey var mı diye bir çantasına göz attı. Herşey tamdı.

Eva büyük salona gitmek için meldivanlerden indi. Eva tam meldivenlerden indi yürüyordu ki meldivenler yer değiştirmeye başladı. Eva gülerek yoluna devam etti. Karnı çok açtı ve biran önce yemek yemek istiyordu. Büyük salona girdi ve Gryffindorluların yanına gitti. Tüm herkese "Afiyet olsun" dedikten sonra yemeğini yemeye başladı. Yemeğini yedikten sonra büyük salondan ayırıldı.

Eva Zihinbend dersliğine girdiğinde profesör oradaydı. "Günaydın profesör" dedi ve kendine bir yer aradı. Ardından bir yere oturdu ve diğer gelenleri bekledi. Sınıf artık dolmuştu. Profesör sözüne başladı:

-" Sihirli Günler, Benimle ilk Zihinbend dersine hoş geldiniz! İsmim Eileen Garcia." dedi. Profesörün gözleri Eva'nın çok dikkatini çekmişti. Ardından profesör konuşmasına devam etti:

-“ Dersimi uygulamalı olarak işlemeyi düşünüyorum. Ama bu derste sadece tanışacağız ve Zihinbend hakkında genel bilgi vereceğim. İkinci derste zihnimizi kapamayı öğrenmeye çalışacağız ve sene sonuna kadar ilerletebildiğimiz yere kadar ilerleteceğiz.”
Eva bu dersin çok zevkli geçeceğine inanıyordu. Gelecek yılların hayalini kurmaya başlamıştı bile. Kafasında çok güzel şeyler hayal ediyordu. Bu arada profesör:
Eminim bu dersi seçen herkes Zihinbend’in ne olduğunu bilmektedir. Zihinbend’in amacı özünde kendinizi düşmandan korumaktır. Genel olarak ise; Zihni, sihirli müdahale ya da etkiye karşı mühürlemedir. Eğer birinin zihnine girmek istiyorsak Occlumency büyüsünü kullanırız. Kendi zihninin sihir yoluyla başkası tarafından okunması veya ele geçirilmesini önleyebilenlere ise Zihinbendar ya da zihnefend denmektedir. Ben çoğunlukla Zihinbendar kelimesini kullanıyorum.” dedi. Eva birşeyler düşündüğü için profösürün dediklerini fazla anlayamadı. Ama yinede neyin ne olduğunu anlamıştı. Eva gelecek senelerin hayalini kurarken profesörün:
“ Bir, iki ve üçüncü sınıfta sadece zihnimizi kapamayı öğreneceğiz. Diğer sınıflara geldiğiniz de, başkalarının zihnini de okumayı öğreneceğiz. Tabi bunu her öğrenci başaramayacaktır. Yıllar ilerledikçe sayımız yavaş yavaş azalacak.“ demesi üzerine Eva gerçeğe döndü. Acaba kendisi bunları becerebilecek miydi? Ama kendine güveniyordu. Yapabileceğine inanıyordu.
Profesörün "Dersimiz hakkında genel bilgi verdiğime göre; şimdi sizleri tanıma sırası geldi. Kendinizi tanıtırken ders işleyişinden memnun olup olmadığınızı söylerseniz iyi olur.” demesi üzerine birkaç öğrenci kendisini tanıttı. Sıra Eva'ya geldi. Eva ayapa kalktı ve:
-"Herkese merhaba.Ben Evangeline Granger. 11 yaşındayım. Gryffindor binasındayım. Her konuda cesaretimle öne çıkarım. Zihinbend dersinin işlenişine gelince." dedi ve duraksadı. Biraz düşündü ve ekledi " Dersin işlenişi hakkında şu anda bir fikrim yok. Henüz ilk dersimiz. Ancak bu dersinde işlenişinden memnunum." dedi ve oturdu. Sınıftaki herkes kendini tanıtmıştı artık. Profesör :
“ Dersimiz bitmiştir. Sizleri tanıdığıma memnun oldum, umarım sizde olmuşsunuzdur. Zihinbend ile ilgili bir şeyler öğrenmek isterseniz kütüphaneye başvurabilirsiniz. Sihirli günler” dedi. Eva eşyalarını topladı ve "İyi günler profesör." diyerek sınıftan çıktı.

Konu: Geri: 1.Sınıf 1. Ders ( Offline ) Paz Haz. 01, 2008 8:23 am

Arya ortak salondan zihinbend dersi için çıktı. Geç kalmamayı umuyordu. İçeriye girdi, henüz ders başlamamıştı. Önlerden bir yer buldu kendine ve otudu. Burası biraz basıktı, fakat kötü görünmüyordu. Zindan olduğundan olmalı diye düşündü Arya. Etrafta pek eşya yok gibiydi. Arya bunu da zihnimizi kontrol ederken başka şeylere odaklanmayalım diye olmalı diye yorumladı. Saatine baktı, ders saati gelmişti artık.
Sınıfta dolmuştu zaten. Bu sırada

“ Gıcır!”

Kapıdan gelen ses bütün sınıfın dönüp arkadaki kapıya bakmasına neden oldu. Arya sınıf ne kadar sessiz diye düşünmekten kendini alamadı. Bu sırada içeriye profesör girdi.
Profesör, değişik biriydi. Yani en azından Arya'ya göre. Sınıf sessizliğini korurken profesör sınıfta ilerledi ve masanın yanına yürüdü. Konuşmaya başlamadan önce profesörün göz renginin değiştiğine yemin edebilirdi Arya. Fakat acaba sadece kendisi mi böyle görmüştü? Bilemiyordu. Kendisi ve kardeşleri babası öldükten sonra korunmak için muggle şehrinde büyümüşlerdi ve Arya ara sıra büyücü kasabalarına gitse de belki etrafına fazla dikkat etmemişti. Böyle bir şey mümkün olabilirdi. Ne de olsa Sihir Dünyası'ndalardı. Burada herşey mümkündü zaten ve Arya'nın en çok hoşuna giden şey de buydu zaten. Arya bunları düşünürken profesör konuşmaya başladı

“ Sihirli Günler, Benimle ilk Zihinbend dersine hoş geldiniz! İsmim Eileen Garcia.”

Arya da profesöre herkes gibi sihirli günler diledi ve yerinde profesör Garcia'yı dinlemeye başladı. Profesöre ilgiyle ama kendinden emin olmaya çalışarak bakıyordu. Sarı saçlarının ve kişiliğinin etkisiyle ilginç ama gizemli birine benziyordu profesör Garcia.

“ Dersimi uygulamalı olarak işlemeyi düşünüyorum. Ama bu derste sadece tanışacağız ve Zihinbend hakkında genel bilgi vereceğim. İkinci derste zihnimizi kapamayı öğrenmeye çalışacağız ve sene sonuna kadar ilerletebildiğimiz yere kadar ilerleteceğiz.”

Zihnini kapatmak... Nasıl yapacaklardı bunu? Bir insan nasıl zihnini kapatabilirdi? Yada bu kapatma nerelerde işe yarardı? Çok çaba sarf etmek gerekir miydi? Bu sorular Arya'nın kafasında dönüyordu. Bunlarda profesör Garcia'nın sözleriyle uyandı.

“ Eminim bu dersi seçen herkes Zihinbend’in ne olduğunu bilmektedir. Zihinbend’in amacı özünde kendinizi düşmandan korumaktır. Genel olarak ise; Zihni, sihirli müdahale ya da etkiye karşı mühürlemedir. Eğer birinin zihnine girmek istiyorsak Occlumency büyüsünü kullanırız. Kendi zihninin sihir yoluyla başkası tarafından okunması veya ele geçirilmesini önleyebilenlere ise Zihinbendar ya da zihnefend denmektedir. Ben çoğunlukla Zihinbendar kelimesini kullanıyorum.”

Arya hemen parşomenini ve tüy kalemini hazırladı, not almaya başladı. Bir yandan profesörü dinliyor, bir yandan not alıyor, bir yandan da profesörün gözleri yeniden değişir mi acaba diye profesörün gözlerine bakıyordu. Profesör Garcia ile bir ara göz göze geldi Arya. Ne yapacağını şaşırdı bir an. Gülümsedi ve başını selam verircesine hafifçe eğdi.

“ Bir, iki ve üçüncü sınıfta sadece zihnimizi kapamayı öğreneceğiz. Diğer sınıflara geldiğiniz de, başkalarının zihnini de okumayı öğreneceğiz. Tabi bunu her öğrenci başaramayacaktır. Yıllar ilerledikçe sayımız yavaş yavaş azalacak.“

Arya daha da ilgilenmeye başlamıştı bu dersle. Acaba kendisi başarabilecek miydi? Bunu gerçekten çok istiyordu. Çok çalışacaktı. Bunu mutlaka yapacaktı. Ama... 'Yapacağım' ile olmayacağı belliydi. Yetenekli olmalıydı bu ders için. Acaba Arya'da o yetenek var mıydı? Bunu zaman gösterecek diye geçirdi içinden. O bunları düşünürken birden gözü profesöre ilişti. Profesör gülümsüyordu ve gülümserken çok daha ilginç görünüyordu. Fakat gülümsemek ona yakışıyor diye düşündü Arya.

“ Dersimiz hakkında genel bilgi verdiğime göre; şimdi sizleri tanıma sırası geldi. Kendinizi tanıtırken ders işleyişinden memnun olup olmadığınızı söylerseniz iyi olur.”

Birkaç öğrenci kendini tanıttı ve sıra Arya geldiğinde Arya söze başladı.

"Herkese merhaba. Adım Arya Thrysta, Gryffindor binasındayım ve 11 yaşındayım. Benle yaşıt iki kardeşim daha var, yani üçüzüz. Ben genelde cesaretim ve merakım ile ön plana çıkarım.
Dersin işlenme şekli, bence en doğru olanı. Eğer teorik olarak işleseydik, sadece işin teori kısmını bilir uygulamayı yapamazdık. Fakat insan uygulamalı ders işlerken zaten dersin teorisini de kavrıyor."

dedi ve yerine oturdu. Ondan sonra da birkaç öğrenci kendini tanıttı sırayla. Profesör hepsi hakkında bir parşomene notlar alıyordu ve kendilerini tanıtırlarken onları yavaşça süzüyor, iyice inceliyordu.
Öğrencilerin kendini tanıtması bittiğinde profesör Garcia yeniden konuşmaya başladı.

“ Dersimiz bitmiştir. Sizleri tanıdığıma memnun oldum, umarım sizde olmuşsunuzdur. Zihinbend ile ilgili bir şeyler öğrenmek isterseniz kütüphaneye başvurabilirsiniz. Sihirli günler"

Arya yevaşça eşyalarını toplamaya başladı ve profesöre "Size de sihirli günler efendim" diyerek başını salladı. Çıkarken profesörün de ona ve birkaç öğrenciye daha başını salladığını gördü, bu Arya'nın çok hoşuna gitmişti. Eşyalarını toplamayı bitirdikten sonra zindandan ayrıldı. Biraz basık olmasına rağmen hala ilginç bir yer olduğunu düşünüyordu Arya.

Konu: Geri: 1.Sınıf 1. Ders ( Offline ) Salı Haz. 03, 2008 5:51 am

Güzel bir gün geçirmek istercesine kalkmıştı yatağından yavaşça etrafına bakınıyordu kimse yoktu etrafında tabii birkaç tembeli saymazsak.Bu hafta sonu Quidditch maçı yapılacaktı ve Tom çok heyecanlıydı.İlk defa okulda oynayacaktı Quidditch’i dışarıda ailesiyle oynamıştı birkaç kere ama yani yarım metrenin biraz üstünde yükseldiği için fazla heyecanlı olmuyordu.Ama şimdi büyümüştü ve artık sert bir oyun olduğunu anlamak için iyi bir fırsat olacaktı bu maçı kazanacaklardı.

Kesin konuşuyordu çünkü bundan emindi.Gerçi çok büyük konuşmamak gerekiyor.Çünkü yenilebilirlerde.Ama Gryffindorlu bir grup sümüklü böceğe yenileceklerini sanmıyordu.Hem düelloda Gryffindor bina başkanını yenmişti.Normal bir düello olsaydı lanet yollamasını bilirdi.Ama sihir bakanı kontrolünde olunca bir şey yapamamıştı.Ama yinede yenmişti o aptalı.Kim çıkarsa çıksın karşısına onu yenmeye hazırdı..Şimdi dersliğe gitme zamanıydı ama gitmekte istemiyordu.Ama bu dersin eğlenceli olacağını düşündü.Çünkü iyi bir performans sergilerse gerçekten güzel şeyler kazanacaktı bu dersten.Dersliğe doğru yürürken birkaç Gryffindorluyu gördü ve sinsice sırıttı onlara.Yanından geçerlerken de ayaklarına bir çelme takıp birinin düşmesini sağladı sonrada sırıtarak oradan dersliğe gitti.Erken gelmiş olacak ki sınıfın yarısı yoktu.3. sıraya oturarak profesörün gelmesini bekledi.Bir kaç kişi vardı eksik olan tahmin ettiği kadar.Onlarda geldikten 5-10 dakika sonra birinin kapıyı araladığını fark etti.

“ Gıcır!”

Kapıdan gelen sesin kimden geldiğini anlamak için arkasına dönmüştü.Bu sesin kim tarafından çıkarıldığını görmüştü evet bu profesördü.Kadına bakıyordu ne gülümsüyordu nede suratını asmıştı.Anlamsız bir şekilde profesöre bakıyordu.Profesör öğrencilerin önündeki büyük masaya doğru ilerledi ve öğrencilere döndü.Bir an profesörün gözlerine gitmişti gözleri.Biri yeşil diğeri de maviydi.İnanılmaz.Gerçekten çok güzel.Böyle göz sahip olmak isterdi.Profesörün gözleriyle ilgilenirken sınıfın içindeki anlamsız sessizliğe dikkat etmemişti.Biraz önce sesleri koridordan duyuluyordu ki şimdi çıt bile çıkmıyordu.Profesör konuşmak için ağzını araladı ve konuşmaya başladı.

“ Sihirli Günler, Benimle ilk Zihinbend dersine hoş geldiniz! İsmim Eileen Garcia.”

Profesörün ismi yabancı gelmemişti.Bir yerden hatırlayacaktı ama soyadıda yabancı değildi.Garcia.. Garcia..Garcia..Ah evet buldu.Eski bir ölüm yiyenmiş zaten bu yüzden okula alınmış galiba en azından öyle duymuştu Tom.Belki de normal biriydi.Ama ölüm yiyen olduğu kesindi.Kadına ilk bakıldığında tek anladığı şey vampir olduğuydu.Belki değildi belki de vampirdi ama öyle görünüyordu.Yine saçmalıyordu işte.Kadın tekrar konuşmak için ağzını açtı yine.

“ Dersimi uygulamalı olarak işlemeyi düşünüyorum. Ama bu derste sadece tanışacağız ve Zihinbend hakkında genel bilgi vereceğim. İkinci derste zihnimizi kapamayı öğrenmeye çalışacağız ve sene sonuna kadar ilerletebildiğimiz yere kadar ilerleteceğiz.”

Neredeyse sınıfın içinde ‘oh be’ diye bağıracaktı ki bunun yerine yerinden doğruldu.Konuşmak istiyordu ama bir yandan da profesörü dinlemek bu derste yine tanışma ve anlatım vardı 1. derslerden nefret ediyordu.Artık anlamıştı.Belki seneye 1. derslere girmeyecekti.Direk 2. dersten başlayacaktı ama bu seferde profesörün anlattıklarını arkadaşlarından duyarak yanlış yapabilirdi.En iyisi derslere zamanında girmekti.Bunu zor da olsa söylüyordu işte.Bir kaç kişinin konuştuğunu fark etmişti.Aslında profesörde fark etmişti ama aldırmadan dersi anlatmaya devam etti.

“ Eminim bu dersi seçen herkes Zihinbend’in ne olduğunu bilmektedir. Zihinbend’in amacı özünde kendinizi düşmandan korumaktır. Genel olarak ise; Zihni, sihirli müdahale ya da etkiye karşı mühürlemedir. Eğer birinin zihnine girmek istiyorsak Occlumency büyüsünü kullanırız. Kendi zihninin sihir yoluyla başkası tarafından okunması veya ele geçirilmesini önleyebilenlere ise Zihinbendar ya da zihnefend denmektedir. Ben çoğunlukla Zihinbendar kelimesini kullanıyorum.”

Bazı öğrencilerin profesörün anlattıklarını yazdıklarını gördü ama Tom yazmamıştı.Belki Occlumency büyüsünü yazabilirdi.Evet işine yarayabilirdi bir gün.Ama uygulama yaptıklarında daha iyi olacaktı.Profesörler anlatırken normalde uykusu gelirdi.Ama şimdi profesörü dört gözünü açmış dinliyordu.Yavaşça yerinden tekrar kıpırdandı ve profesörün söylediklerinie klak verdi.

“ Bir, iki ve üçüncü sınıfta sadece zihnimizi kapamayı öğreneceğiz. Diğer sınıflara geldiğiniz de, başkalarının zihnini de okumayı öğreneceğiz. Tabi bunu her öğrenci başaramayacaktır. Yıllar ilerledikçe sayımız yavaş yavaş azalacak.“

Aman tanrım bu çok güzel bir haberdi.Evet başkasının zihnine girmek.Sinsice gülümsedi.4.sınıfı bekliyordu.Bu ders için aklından geçenler artık iyi şeyler olmaya başlamıştı.Sırıtarak profesöre bakıyordu.Belki profesör ile özel bir çalışma yapabilirlerdi.Çünkü bu derse gerçekten çok çalışmak istiyordu ve başarmak istiyordu bunun içinde uygulama yapması gerekiyordu.Gerçi bir daha ki dersi bekleyene kadar canı çıkmazsa.Profesörün sınıfa bakıp gülümsediğini fark etti.Bu kadına yakışıyordu gülümsemek ama sinsice gülümserse.Profesör tekrar konuşmaya başlamıştı.

“ Dersimiz hakkında genel bilgi verdiğime göre; şimdi sizleri tanıma sırası geldi. Kendinizi tanıtırken ders işleyişinden memnun olup olmadığınızı söylerseniz iyi olur.”

Hmm demek sıra onlardaydı.Evet birkaç kişi kalktığını fark etti.Ve diana da kalkmıştı.Gülümseyerek onu dinledi ve elini kaldırarak izin aldı daha sonra da konuşmak için boğazını temizledi.

^^Tom Jack Malfoy.Malfoy ailesinin bir üyesiyim. 11 yaşındayım ve Ravenclaw bina başkanıyım..Benimle beraber burada okuyan birde ikizim var o Slytherin binasında..Aslında bende Slytherin binasını istemiştim ama benim için fark etmez.Ravenclaw veya Slytherin ikiside aynı.Imm dersin işleyişine gelirsek 1. dersleri sevmem çünkü uygulama olmaz.Ama siz uygulama yapmasak bile dersi çok güzel işlediniz.Uygulamalı dersleri büyük bir sabırsızlıkla bekliyorum^^

Tüm öğrenciler konuşması bittiğinde profesör tekrar ayağa kalkarak konuşmaya başladı.

“ Dersimiz bitmiştir. Sizleri tanıdığıma memnun oldum, umarım sizde olmuşsunuzdur. Zihinbend ile ilgili bir şeyler öğrenmek isterseniz kütüphaneye başvurabilirsiniz. Sihirli günler”

Profesörün konuşması bitmişti.Profesörü gerçekten çok sevmişti ve tabi onu tanıdığına.Öğrenciler yavaş yavaş sınıfta çıkıyorlardı.Tom da sınıftan çıkarken profesörün yanından geçti ve gülümseyerek ^^sihirli günler profesör^^ dedi ve derslikten çıktı.

Konu: Geri: 1.Sınıf 1. Ders ( Offline ) Çarş. Haz. 04, 2008 8:53 am

"Merlin aşkına! Nerde bu lanet olasıca kitap"

Zihinbende dersinin başlamasına sadece 5 dakika kalmıştı ve Amy hala ortak salonda kitabını bulmaya çalışıyordu. Nereye kaybolmuştu böyle. Daha dün masanın üzerine bırakmamış mıydı? Hızla masanın üzerini yoklarken bir yandanda saati gözlüyordu. Nerdeyse derse geç kalacaktı. Sinirle masanın üzerini dağıtmayı bırakırken gözü hala etraftaydı. Bu sırada masanın yerelere kadar ulaşan uzun örtüsünün altında ucu çıkmış olan kitabı gördü. Hızla eğilip kitabı alırken yalnışlıkla masa örtüsünüde beraberinde çekmişti. Masanın üzerinde duran bütün kitaplar yere saçılmıştı. Neden bugün herşey bu kadar tersti. Başka zaman olsa asla orayı o şekilde bırakmazdı ama derse geç kalıyordu. Kitabını kaptığı gibi bir hışımla ortak salondan fırladı. Merdivenleri birer ikişer geçiyordu. Geç kalmamalıydı...

Kan ter içinde kalmıştı adeta. Derslik kapısının önüne geldiğinde önce derin bir nefes aldı ve yavaşça derslik kapısını aralayıp kafasını içeri uzattı. Gözlerini hızlıca dersliğin içinde gezdirdi. Neyse ki profesör henüz gelmemişti. Şimdi biraz olsun rahatlamıştı. Hemen içeri girip kendini bulduğu boş bir sıraya attı. Elinde duran kitabı sıranın üzerine koyup sayfaları arasında göz gezdirmeye başladı. Ancak bu fazla sürmedi çünkü oldukaç rahatsız edici bir sesle kapı açılmıştı ve hemen ardından profesör kapıda belirmişti. Bunun üzerine derslikte ki gürültü son bulmuş herkes profesöre dönmüştü. Profesör masasına ilerledikten sonra öğrencilere dönüp konuşmaya başlamıştı. Kafası oldukça dağınık olmasına rağmen sonunda kendini derse verebilmiş olmanın sevinciyle profesörü dinlemeye başlamıştı Amy. Önce kendini tanıtan profesör daha sonra dersin içeriği hakkında biraz bilgi vermişti.

“ Bir, iki ve üçüncü sınıfta sadece zihnimizi kapamayı öğreneceğiz. Diğer sınıflara geldiğiniz de, başkalarının zihnini de okumayı öğreneceğiz. Tabi bunu her öğrenci başaramayacaktır. Yıllar ilerledikçe sayımız yavaş yavaş azalacak.“

Bu sözler üzerine derslikte fısıldaşmalar başlamıştı. Başaramamak! Amy'ye ne kadarda yabancı bir kelimeydi. Kendine her konuda güvenirdi. Bu konudada güveniyordu elbette ama bu kez farklıydı. Bu konunun ne kadar zor olduğunu duymuştu. Ama şuan bunları düşünmenin sırası değildi. Dersi dinlemeliydi. Bu sırada dikkatini not almaya çalışan öğrenciler çekti. Buna hiç gerek duymamıştı. Zaten ilk derste kayda değer şeyler anlatılmazdı. Bu kısa sessizlik ardından profesör birkez daha konuşmaya başladı. Bu kez öğrencilerin kendini tanıtmasını istiyordu. Buda nerden çıkmıştı şimdi? Kendinden bahsetmek ve insanların kendini övmesini dinlemeyi hiç sevmezdi. Ancak diğer öğrenciler onun kadar isteksiz değillerdi bu konuda. Öyle ki profesörün susmasıyla beraber hemen bir öğrenci atılmıştı. Tabi diğerleride geri kalmamış ve teker teker kendilerini anlatmaya başlamışlardı.

Sonunda sıra ona gelmişti. Yavaşça ayağa kalktı. Kimseye bakmadan gözlerini profesöre dikti. Belirsiz bir ifadeyle konuşmaya başladı.
"Melissa Amy Lovett! Ravenclaw öğrencisiyim. Soyadımdanda anlayabileceğiniz gibi Lovett ailesinden geliyorum. Bir ablam var. Sihir bakanlığında çalışıyor. Onun dışında kardeşim yok. Derse gelince; özellikle dikkat ve konsantreye dayalı olduğunu düşünüyorum. Bu yüzdende ilgi alanıma giriyor. Dersin işlenişi ise güzel. Yani uygulamalı olması beni sevindirdi. İlk dersler hernekadar bu durumdan hoşnut olmasamda tanışmayla geçer. Neyseki diğer derslerin daha iyi geçeceğini bilmek güzel...!!!"
Sessizce tekrar yerine oturdu. Üzerine dikilmiş gözlerin kalkan diğer bir öğrenciye çevrilmesiyle rahatlamıştı. Birkaç kişi daha konuştuktan sonra tanışma faslıda son bulmuştu. Zaten derste bitmek üzereydi. Profesör dersin bittiğini öğrencilere duyurduktan sonra herkeste kıpırdanmalar başladı. Amy'de hızla yağa fırlamıştı. Bir sonraki dersten önce hemen ortak salona gidip dağıttığı yeri toplaması gerekiyordu. Etrafına bakmadan hızla derslikten fırladı...

Konu: Geri: 1.Sınıf 1. Ders ( Offline ) Perş. Haz. 05, 2008 1:07 am

Cho o hafta oldukça yorgun ve bitkin görünüyordu.KSKS,TILSIM VE KEHANET derslerinin ardından şimdi de Zihinbend vardı.Profesör hoş fakat disiplinli birine benziyordu.Cho ve diğerleri sınıfa girdi ve köşeye geçtiler.Profesör içeri girdi ve:
- Sihirli Günler, Benimle ilk Zihinbend dersine hoş geldiniz! İsmim Eileen Garcia.” dedi.Cho profesörün ismini sevmişti.Bundan dolayı gülümsedi.Sonra devam etti:
- Dersimi uygulamalı olarak işlemeyi düşünüyorum. Ama bu derste sadece tanışacağız ve Zihinbend hakkında genel bilgi vereceğim. İkinci derste zihnimizi kapamayı öğrenmeye çalışacağız ve sene sonuna kadar ilerletebildiğimiz yere kadar ilerleteceğiz.” Cho dersi uygulamalı öğreneceklerini öğrenince neredeyse mutluluktan uçacaktı.Profesöre bu sefer daha da istekli gözlerle bakmaya başladı:
-“ Eminim bu dersi seçen herkes Zihinbend’in ne olduğunu bilmektedir. Zihinbend’in amacı özünde kendinizi düşmandan korumaktır. Genel olarak ise; Zihni, sihirli müdahale ya da etkiye karşı mühürlemedir. Eğer birinin zihnine girmek istiyorsak Occlumency büyüsünü kullanırız. Kendi zihninin sihir yoluyla başkası tarafından okunması veya ele geçirilmesini önleyebilenlere ise Zihinbendar ya da zihnefend denmektedir. Ben çoğunlukla Zihinbendar kelimesini kullanıyorum.” demesiyle birlikte Cho not almayı bitirmişti.Hızlı ve özenle yazmıştı.Bunlar iyi bir itibar bırakmak için önemli ayrıntılardı:
- Bir, iki ve üçüncü sınıfta sadece zihnimizi kapamayı öğreneceğiz. Diğer sınıflara geldiğiniz de, başkalarının zihnini de okumayı öğreneceğiz. Tabi bunu her öğrenci başaramayacaktır. Yıllar ilerledikçe sayımız yavaş yavaş azalacak.“Cho sevinmişti ama biraz yorucu olacağını fark etmişti.Profeösr devam etti:
-Dersimiz hakkında genel bilgi verdiğime göre; şimdi sizleri tanıma sırası geldi. Kendinizi tanıtırken ders işleyişinden memnun olup olmadığınızı söylerseniz iyi olur.dedi ve Cho anında elini havaya dikti.İstekle öırpınıyor sızlnıyordu.Profesör birkaç öğrenciye söz verdikten sonra Cho'yu işaret etti.Cho kalktı ve konuşmaya başladı:
- Ben Cho Chang Granger.Gryffindor öğrencisiyim.Ayrıca Gryffindor sınıf başkanıyım.En sevdiğim şeylerden ilk başta kitaplarım gelir.İkinci sırada ise Qudditch...Bu kadar..Teşkkürler profeösör..dedi ve yerine oturdu.Şimdi başka eller çırpınıyordu.Fakat profesör tam bir kızı kaldırıyordu ki zil sesi duyuldu.Profesör:
-“ Dersimiz bitmiştir. Sizleri tanıdığıma memnun oldum, umarım sizde olmuşsunuzdur. Zihinbend ile ilgili bir şeyler öğrenmek isterseniz kütüphaneye başvurabilirsiniz. Sihirli günler” dedi ve sınıftan çıktı.Cho kütüphane fikrini beğenmişti.Buradan çıkar çıkmaz kütüphaneye gidecekti.

Konu: Geri: 1.Sınıf 1. Ders ( Offline ) Perş. Haz. 05, 2008 8:33 am

Yawe, güzel bir güne uyanmıştı. güneş bütün odayı doldurmuştu. Yatagından kalktı ve perdeyi hafifçe kapadı ve hazırlanmaya başladı........

Çok yotrulmuştu bir çok derse girmişti ve sırada Zihinbend dersi vardı.Karanlık zindanların oldugu yere gitti ve dersliği aramaya başladı.Sonunda bulmuştu.Sınıfa girdi ve ilk bulduğu sıraya oturdu. Sınıfta pek kimse yoktu.Ders için hazırlık yaptı.Tüy kalemini ve parşömenini çıkardıktan sonra beklemye başladı. Zindanın kapısı ,

“ Gıcır!” diye açıldı. Bütün sınıfta bulunanlar, sanki aralarında anlaşmışlar gibi kafalarını çevirdi ve kapıya baktılar. Profesör gelmişti.Masasına doğru ilerlerken bütün gözler ona bakıyordu ve arkasını dönerek;

“ Sihirli Günler, Benimle ilk Zihinbend dersine hoş geldiniz! İsmim Eileen Garcia.” dedi.Biraz sert birine benziyordu yada disiplinlimi desek.....Sonra devam etti sözlerine;

“ Dersimi uygulamalı olarak işlemeyi düşünüyorum. Ama bu derste sadece tanışacağız ve Zihinbend hakkında genel bilgi vereceğim. İkinci derste zihnimizi kapamayı öğrenmeye çalışacağız ve sene sonuna kadar ilerletebildiğimiz yere kadar ilerleteceğiz.” dedi. Yawe içinden "Ben zihnimi kapata bileceğimi sanmıyorum" dedi yüzünü buruşturarak. Profesörü dinlemeye başladı.

“ Eminim bu dersi seçen herkes Zihinbend’in ne olduğunu bilmektedir. Zihinbend’in amacı özünde kendinizi düşmandan korumaktır. Genel olarak ise; Zihni, sihirli müdahale ya da etkiye karşı mühürlemedir. Eğer birinin zihnine girmek istiyorsak Occlumency büyüsünü kullanırız. Kendi zihninin sihir yoluyla başkası tarafından okunması veya ele geçirilmesini önleyebilenlere ise Zihinbendar ya da zihnefend denmektedir. Ben çoğunlukla Zihinbendar kelimesini kullanıyorum" dedi. Yawe pür dikkat profesörü dinliyordu;

“ Bir, iki ve üçüncü sınıfta sadece zihnimizi kapamayı öğreneceğiz. Diğer sınıflara geldiğiniz de, başkalarının zihnini de okumayı öğreneceğiz. Tabi bunu her öğrenci başaramayacaktır. Yıllar ilerledikçe sayımız yavaş yavaş azalacak.“ profesör bunları söylediğinde Yawe biraz duraksadı sanki hırslanmış görünüyordu ve kendine" neden yapamayım yapabilirm..Sadece çok çalışmam gerekir" dedi. Profesörü, tekra dinlemeye başladı;

“ Dersimiz hakkında genel bilgi verdiğime göre; şimdi sizleri tanıma sırası geldi. Kendinizi tanıtırken ders işleyişinden memnun olup olmadığınızı söylerseniz iyi olur.” dedi. Sırayla herkes kendin tanıttı ve sıra Yawe' ye geldi.Ayağa kalkytı ve kendini tanıtmaya başladı;

"Adım Yawe Thrysta.benden hariç iki kardeşim daha var. Yani üçüzüs.Gryffindor öğrencisim. Sizinle, tanıştığıma memnun oldum profesör" dedikten sonra gülümseyerek yerine oturdu.Bir kaç kişi daha kendini tanıttıktan sonra ;

“ Dersimiz bitmiştir. Sizleri tanıdığıma memnun oldum, umarım sizde olmuşsunuzdur. Zihinbend ile ilgili bir şeyler öğrenmek isterseniz kütüphaneye başvurabilirsiniz. Sihirli günler" dedi ve ardından zilin çalmasıyla Yawe profesöre "İyi günler,efendim" diyerek karanlık zindandan çıktı ve karanlık koridorda ilerlemeye başladı.

Konu: Geri: 1.Sınıf 1. Ders ( Offline ) Cuma Haz. 06, 2008 12:07 pm

"Çilekler, kirazlar ve baharda bir meleğin öpücüğü
Benim yaz şarabım işte bunlardan ibaret"

Avazı çıktığı kadar bağırarak şarkı söylüyordu. Slytherin kızlar yatakhanesinde, tek başınaydı. Yeşil ve gümüş renkli perdeler, dört direkli karyolaları çevreliyor, etrafı güç bela aydınlatan mumların titrek sarı ışığı Jiména'nın sabah olduğuna inanmasını güçleştiriyordu! Öyle ya, bu yerin dibindeki zindanda gökyüzünü görmek biraz zordu!

"Şıkırdayan gümüş mahmuzlarla kasabaya yürüdüm
Sadece bir kaçına söylediğim bir şarkı.."

Jiména kendi etrafında dönerken, şarkısına devam etti. Uyanalı on dakika olmuştu ve acele ederse hala kahvaltıya yetişebilirdi! Ama istemiyordu... Burada durmuş, okul kıyafetleriyle bağıra çağıra şarkı söylemek onu daha çok mutlu ediyordu nedense!

"Gümüş mahmuzlarımı gördü ve
hadi biraz vakit geçirelim ve sana yaz şarabı vereceğim dedi."

Hareketli bir melodi olmasa dahi Jiména bu şarkıyı ne zaman söylese yaz tatilinde gibi hissediyordu kendini! Sanki sözler ağzında güzel bir tat bırakıyormuş gibi sözleri yineliyor, melodiyi değiştiriyordu. Aynanın önünde dururken, kendini inceledi.

Kenarları altın sarısı boy aynası oval ve Jiména'nın boyuna yakındı. Buna karşın Jiména kendini baştan sona görüyordu.

"Çilekler, kirazlar ve baharda bir meleğin öpücüğü
Benim yaz şarabım işte bunlardan ibaret
Gümüş mahmuzlarını çıkar ve zaman geçirmeme yardım et
Ve sana yaz şarabı vereceğim"

Başını yana eğdi ve simsiyah parlayan Slytherin cüppesinde ki yeşiller ortaya çıksın diye uzun siyah saçlarını geriye attı. Evet! İşte olmuştu, değil mi? Slytherin arması ve armanın üstünde ki altın rozet ortaya çıkmıştı! Süveterin altından sarkan gömleğini toplama gişiminde bulunmadı ve sıkı görünen kravatını biraz daha gevşetti.

Mavi gözleri aynadaki yansımasından bileklerine kaydı. Evreka! Uğurlu bileklikleri de oradaydı işte! Dizi dizi renkli bileklikleri kapatan cüppenin kollarına aldırış etmeden kendine göz kırptı, topukları üstünde döndü ve siyah çantasını sapından tutup sırtına atarken, sakin adımları yatakhaneyi aştı, bir yandan hala şarkı söylüyordu ama daha kısık bir sesle:

"Çilekler, kirazlar ve baharda bir meleğin öpücüğü
Benim yaz şarabım işte bunlardan ibaret"

***

Merli sağ olsun, Zihinbende sınıfı zindanlardaydı! Bu da demekti ki bu derse geç kalma gibibir ihtimali yoktu! Yine de Olur ya geç kalırdı, o zaman ne yapardı, bilmiyordu!

Dersliğe göz attı. Bir zindanın olmaı gerektiği karanlık ve rutubetliydi! Işık kaynağı tabii ki mumlar ve gaz lambalarıydı. Kendisi hemen üçüncü sırada oturduğundan sınıfın geri kalanına pek dikkat etmemişti. Tahta gayet genişti ve kürsü hemen onun yanında yer alıyordu.

Jiména bakışlarını kürsünün dibindeki çöp sepetine sabitledi ve top yaptığı bir parşomeni oraya doğru fırlattı. Kağıt döne döne havada ilerledi ve - Sayı!

Sınıftaki gürültüye ve aşırı kaynaşmışlara aldırmadan bir parşomeni daha buruşturuyordu ki-

*Gıcır*

Ve sessizlik... Jiména olanları anlamak için başını çevirince onu gördü! Zihinbend Profesörü! Beyaz çalan sarı sarı saçları ve Jiména yanlış görmediyse biri mavi öbürü yeşil olan gözleriyle yanından geçti ve kürsüye vardı. Bir anda etrafı kaplayan sessizlik, profesörün onlara dönmesi ve konuşmasıyla son buldu!

Jiména onun konuşmalarını pür dikkat dinlerken, başını sallıyor, kendine hedefler koyuyordu! Profesör ortaya geldiğinde Jiména aslında iyi bir Zihinbendar olmanın ne denli harika olabileceği düşüncesiyle gülümsedi. Gözleri üçüzlerinde birini bulurken ona fısıldadı:

"Ne harika değil mi?"

Profesör Garcia konuşmaya devam ederken Jiména, bu derste gidebildiği kadar ileri gitmeyi kafasına koymuştu bile! Her ne kadar profesör bazılarının eleneceğini söylese bile! Bu arada profesörün yüzünde bir gülümseme gördüğüne yemin edebilirdi! Sınıfın hali onun açısından oldukça komik olmalıydı!

Ders hakkında genel bilgiler aldıktan sonra Profesörün komutuyla herkes kendisini tanıtma safhasına geçti. Bu arada profesör notlar alıyordu. Sıra aheste aheste Jiména'ya geldiğinde, ayağa kalktı:

"Jiména Winona L'moné! Slytherin'in, vurucuyum, başkanım!"

Derin bir nefes aldıktan sonra devam etti:

"Müzik ve Quidditch için yaşıyorum, resim ve yıldızlar sayesinde yaşıyorum!"

Kendi ettiği lafa şaşırsa dahi bountuya vermedi. Felsefik bir gündeydi anlaşılan!

"Üçüzlerim var... Genelde L'moné üçüleri olarak anılırız ve bundan rahatsız olduğumu söyleyemem..."

Bu sefer gülümserken, kendinden daha emin, daha bilinçli konuşuyordu:

"Ders işleyişi ile ilgili... Bilmiyorum aslında! İlk defa bir zihinbend dersindeyim... Ama ileride baya etkileyici şeyler olacakmış gibi geldi! Sabırsızlıkla bekliyorum!"

Yerine otururken, gerçekten böyle hissediyordu! Sanki bu ders değildi! Başka bir şeydi... Babası hep zihnin uçsuz bucaksız bir deniz olduğunu söylerdi! "Zihnini kontrol edersen her şeyi yaparsın!" derdi. Jiména'da onu dinlerdi. Ama şimdi bu hisse gerçekten kapılmıştı! Başarabilirdi, yapabilirdi!

Düşüncelerine boğulmuşken, Profesör Garcia'nın dersi bitiren sözlerini duydu. Çantasını biran önce toplarken, kütüphaneye gitmenin iyi bir fikir olduğu kanısına vardı. Sınıf dağılırken Jiména profesöre doğru seslendi:

"İyi günler efendim!"

Dersliği terk eden güruha katılırken, yeni bir sorunu vardı! Bir daha ki dersin ne olduğu gibi!

Konu: Geri: 1.Sınıf 1. Ders ( Offline ) Ptsi Haz. 16, 2008 1:12 pm

Dersin başlamasına az zaman kalmıştı.Dersi unutumuş ve uyuyakalmıştı.Ptofesör sınıfa girdi,ardıdan kardeşi ve en son Jacquleyn :
"Üzgünüm Profesör."kardeşine yakın bir yere oturdu.
"Sihirli Günler, Benimle ilk Zihinbend dersine hoş geldiniz! İsmim Eileen Garcia.”
Profesör ciddiyetle;
“ Dersimi uygulamalı olarak işlemeyi düşünüyorum. Ama bu derste sadece tanışacağız ve Zihinbend hakkında genel bilgi vereceğim. İkinci derste zihnimizi kapamayı öğrenmeye çalışacağız ve sene sonuna kadar ilerletebildiğimiz yere kadar ilerleteceğiz.”

Ders geçmeleri ile çoğu öğrenci yerinde kıpırdadı. İlgi biraz olsun artmaya başlamıştı. Eileen masanın yanından ayrılıp, sınıfın ortasındaki boşlukta, yakaladığı bakışlara karşılık vererek yürüdü. Sınıfta birkaç öğrenci arasında konuşsa da Eileen buna aldırmıyordu. Bu öğrencilerin kendine güveni tam olanlar ya da hınzır olanlar olduğunu biliyordu. Böyle kişiliktekilere alışıktı ve ona çok doğal geliyordu.

“ Eminim bu dersi seçen herkes Zihinbend’in ne olduğunu bilmektedir. Zihinbend’in amacı özünde kendinizi düşmandan korumaktır. Genel olarak ise; Zihni, sihirli müdahale ya da etkiye karşı mühürlemedir. Eğer birinin zihnine girmek istiyorsak Occlumency büyüsünü kullanırız. Kendi zihninin sihir yoluyla başkası tarafından okunması veya ele geçirilmesini önleyebilenlere ise Zihinbendar ya da zihnefend denmektedir. Ben çoğunlukla Zihinbendar kelimesini kullanıyorum.”

Çoğu kişi gibi not almadı.Alsa ne olacaktı ki biri onun zihnine saldırırken ne işine yarayacaktı.

“ Bir, iki ve üçüncü sınıfta sadece zihnimizi kapamayı öğreneceğiz. Diğer sınıflara geldiğiniz de, başkalarının zihnini de okumayı öğreneceğiz. Tabi bunu her öğrenci başaramayacaktır. Yıllar ilerledikçe sayımız yavaş yavaş azalacak.“
Belkide hayatında ilk kez kendinden emindi,
-bunu başaracağım!-
Gülümsedi,çok tatlı bir gülümsemesi vardı,ama pek kullanmıyor gibiydi.
“ Dersimiz hakkında genel bilgi verdiğime göre; şimdi sizleri tanıma sırası geldi. Kendinizi tanıtırken ders işleyişinden memnun olup olmadığınızı söylerseniz iyi olur.”

Eileen masasına oturdu.Sınıfı taradı.Ayağa kalkanlara başıyla onay verdi.Kendisini tanıtmal üzre ayağa kalktı:
"Adım Jacquleyn Celestya Brown,Hufflepuff'lıyım.Hufflepuff takımındayım,Diana ile kardeşiz,şarkı söylemeye bayılırım ve bu dersi gerçekten sevdim,dalkavukluk değil..."bu kadarı yeterliydi.

“ Dersimiz bitmiştir. Sizleri tanıdığıma memnun oldum, umarım sizde olmuşsunuzdur. Zihinbend ile ilgili bir şeyler öğrenmek isterseniz kütüphaneye başvurabilirsiniz. Sihirli günler”

-bu kadar mı-
en azından biraz daha bir şeyler anlatsaydı.Çaresiz profesöre iyi günler diledikten sonra sınıftan çıktı.

Konu: Geri: 1.Sınıf 1. Ders ( Offline ) C.tesi Haz. 21, 2008 11:49 am

Kai, uyanmakta güçlük çekiyordu. Birinin kafasına yastık atmasıyla yerinden sıçradı;

_’’Off ! Beni bu şekilde kaldırmaktan vazgeç lütfen’’ Ağır, ağır yatağında doğruldu. Üzerini hemen değiştirip sandığının kapağını açtı. Derslerinin yazılı olduğu parşömen tomarını çıkarttı ve okumaya başladı. İlk dersi Zihinbentti. Zihin okuya bilmeyi çok istiyordu. Eline parşömen kağıdı ve tüy kalem aldı ardından bunlara gerek duymayarak geri yerlerine koydu.

Hızlı adımlarla büyük salona gitti. Herkes oturmuş sabah kahvaltısını yapmakla meşguldü. Büyük salonun oldukça büyük kapısının önünde birkaç saniye bekledi ve Slytherin binasında ki öğrencilerin oturduğu masaya baktı. İşte oradaydı bütün ihtişamıyla çekik gözleriyle ona bakıp gülümsüyordu. ‘’Gia ‘’ dedi sessizce ve Hufflepuf masasına doğru ilerledi. Diananın yanındaki boş yere geçti ve oturdu.

Kahvaltısını yaptıktan sonra hızla Zihinbend dersliğine gitti. Boş yerlerden birine oturdu.

Birkaç dakika sonra Zihinbend sınıfının kapısı sonuna kadar bir gıcırtıyla açıldı. Herkesin kafası profösörö dönmüştü. Saçları sarı ve beyaz tonlarındaydı. Gözleri oldukça değişik görünüyordu. Ama bir okadar da güzel görünüyordu.

“ Sihirli Günler, Benimle ilk Zihinbend dersine hoş geldiniz! İsmim Eileen Garcia.”dedi profösör ardından ekledi;

“ Dersimi uygulamalı olarak işlemeyi düşünüyorum. Ama bu derste sadece tanışacağız ve Zihinbend hakkında genel bilgi vereceğim. İkinci derste zihnimizi kapamayı öğrenmeye çalışacağız ve sene sonuna kadar ilerletebildiğimiz yere kadar ilerleteceğiz.”Yine mi tanışacaklardı. Tüm derslerde zaten tanışmışlardı bu derste de tanıişmayı istemiyordu.

“ Eminim bu dersi seçen herkes Zihinbend’in ne olduğunu bilmektedir. Zihinbend’in amacı özünde kendinizi düşmandan korumaktır. Genel olarak ise; Zihni, sihirli müdahale ya da etkiye karşı mühürlemedir. Eğer birinin zihnine girmek istiyorsak Occlumency büyüsünü kullanırız. Kendi zihninin sihir yoluyla başkası tarafından okunması veya ele geçirilmesini önleyebilenlere ise Zihinbendar ya da zihnefend denmektedir. Ben çoğunlukla Zihinbendar kelimesini kullanıyorum.” Bazı öğrenciler ellerinde ki parşömen kağıtlarına bir şeyler yazmaya başlamıştı.

“ Bir, iki ve üçüncü sınıfta sadece zihnimizi kapamayı öğreneceğiz. Diğer sınıflara geldiğiniz de, başkalarının zihnini de okumayı öğreneceğiz. Tabi bunu her öğrenci başaramayacaktır. Yıllar ilerledikçe sayımız yavaş yavaş azalacak.“ İşte bu çok kötüydü dördüncü sınıfa kadar bekleyecekmiydi. her şeyin biran önce olup bitmesini istiyordu her şeyi biran önce öğrenmek.

“ Dersimiz hakkında genel bilgi verdiğime göre; şimdi sizleri tanıma sırası geldi. Kendinizi tanıtırken ders işleyişinden memnun olup olmadığınızı söylerseniz iyi olur.”dedi Profösör Garcia. Profösörün gözleri Hufflepuf binasının masasında en önde oturan Dianaya döndü. Ardından birkaç öğrenci daha kendini tanıttı. Öğrenciler konuştukça Profösör notlar alıyordu.

_’’Adım Ryuchi Kai Msarakazu. Huffleupuf 1. sınıf öğrencisiyim. Her zaman kendime güvenirim. Ailem ve ben safkan soyundan geliyoruz. Ancak tam Japon olmadığım için melezimde. Bir kardeşim var. Hufflepuf Qudditch takımında Kovalayıcıyım. Her zaman dostlarıma önem veririm. Bu hangi binadan olursa olsun. Zihinbend her zaman ilgimi çekmiştir doğrusu. Ailemde annemin akrabalarının bir çoğunda bu özellik yani zihin okuma özelliği var. Sizinle tanışmak çok güzel profösör.’’dedi ve yerine oturdu. Ardından kimileri için dersin bittiğini müjdeleyen, kimileri içinse dersin harika gidişatını bozan zil çalmıştı. Profösörün ödev vermesini istemiyordu doğrusu. Her öğretmen şimdiden ödev vermeye başlamıştı;

“ Dersimiz bitmiştir. Sizleri tanıdığıma memnun oldum, umarım sizde olmuşsunuzdur. Zihinbend ile ilgili bir şeyler öğrenmek isterseniz kütüphaneye başvurabilirsiniz. Sihirli günler”dedi profösör. Kai göl kenarına gitmek üzere dışarıya çıktı.