CatlakKazan
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu
 
AnasayfaPortailAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Hufflepuff Bina Sorumluluğu

Aşağa gitmek 
4 posters
YazarMesaj
Nickholas Ryan Scofield
Sihir Bakanı
Nickholas Ryan Scofield


Mesaj Sayısı : 492
Yaş : 31
Savaş Tarafı : Tarafsız
Mezun Olduğu Bina : Slytherin
Rp Partneri : Angelina Daphne Spencer
Asa : Ölümün Karanlığı ~
Özel Yetenek : Çataldil
Kayıt tarihi : 10/05/08

Hufflepuff Bina Sorumluluğu Empty
MesajKonu: Hufflepuff Bina Sorumluluğu   Hufflepuff Bina Sorumluluğu I_icon_minitimeSalı Haz. 03, 2008 7:42 am

Hufflepuff Bina Sorumlusunun 3 Mayıs tarihinden beri online olmaması üzerine, görevlerine son verilmiştir.

Eğer yapabileceğinizi düşünüyorsanız ve bunun için yeterli rp kalitesine sahipseniz ;

Ad & Soyad :
Günde kaç saat online :
Örnek rp :


Üstteki formu doldurunuz.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://catlakkazan.all-up.com
Deniz Gözen

Deniz Gözen


Mesaj Sayısı : 3
Yaş : 29
Savaş Tarafı : Ölüm Yiyen
Mezun Olduğu Bina : Slytherin
Rp Partneri : Arıyorum...
Kayıt tarihi : 01/06/08

Hufflepuff Bina Sorumluluğu Empty
MesajKonu: Geri: Hufflepuff Bina Sorumluluğu   Hufflepuff Bina Sorumluluğu I_icon_minitimeSalı Haz. 03, 2008 12:10 pm

Deniz Gözen

Günde en az 3 saat

Örnek Rp:


O gece gerçekten çok sıkıcı bir geceydi.Gryffindorlularla bir kavga yaşanmıştı.Gerçekten kapışmalı bir kavgaydı.Kavga biter bitmez hemen büyük salondan taş merdivenlere ilerlemişti Deniz.Birkaç kat çıktıktan sonra karşısına bir Gryffindorlu çıktı.Ona çok pis bir bakış attı.Bir goblene selam verdikten sonra nihayet yatakhanesine ulaşmıştı.İçeride Melis ve birkaç HufflePuff öğrencisi de vardı.Onlara yapmacık bir şekilde gülümsedi ve yatakhanesine,uyumaya çıktı.Yaklaşık beş dakika sonra Keiran ve Eragon içeriye girdi.İkisi de bitkin gözüküyordu.Üzerlerindeki kıyafetlerle yatağa atladılar.

O gece hiçte rahat uyuyamayan Deniz rüyasında annesini gördü.Gerçekten çok güzeldi ve sürekli Deniz'e kucaklarını açmış gelmesini bekliyordu.Ama Deniz ona uzanamıyordu.Arada görünmeyen bir engel olmalıydı.Bu engeli aşmak için neler vermezdi.Engelin üstünden heyecanla atladı.Sonra pat...Yatağından mermer ve işlemeli taşlara düşmüştü.Kafası biraz acısa bile yine de bunu belli etmedi.Ders programına kalkar kalkmaz baktı.Kahvaltıdan sonra Sihirli Yaratıkların Bakımı Dersi vardı.

İşte bu onu gerçekten heyecanlandırmıştı.Bu dersi sabırsızlıkla bekliyordu.Hogwarts başlayalı birkaç ay olmuştu ama profesör eksikliğinden dolayı bazı dersler başlamamıştı.Bunlardan birisi ise Sihirli Yaratıkların Bakımıydı.Bu ders adı ona çok uzun geldiği için genellikle bu derse "Yaratıklar" derdi.İşte bugün ilk ders başlayacaktı.

O telaşla Keiran'ı uyandırdı.Biraz mızmızlık etse bile Keiran kalkmakta geç kalmamıştı.Deniz ona "Bugün ilk ders başlıyor,yani Sihirli Yaratıkların Bakımı" dedi.Melis ona yapmacık bir gülümseme atmakla yetindi.Üstlerini giyinerek taş merdivenlerden aşağıya doğru indiler.Deniz ve Melis adımlarını ritmik bir şekilde atarken boşluğa aynı anda atılan adımla biraz sendelediler.Onlar tam adım atarken birden büyük,taş merdiven yerinde duramayıp yer değiştirmişti.Merdivenin gelmesini beklediler.Ardından fısıltılar ve yüksek sesler eşliğinde büyük salona girdiler.

Meşe kapıyı açarken biraz zorlanmıştı.Melis'in yardımı ile biraz daha kolaylaştı.İçerisi gerçekten kalabalıktı.Her tür binadan öğrenciler kendileri arasında sohbet ediyordu.Kimileri kulakları tırmalayan seslerle gülüyordu.Kimi Slytherin binası öğrencileri ise diğer binalara laf atıyordu.Profesörler ise gayet suskun bir şekilde yemek yiyordu.Profesör Malfoy ise hafiften uzun sakalıyla oynuyor,boş eliyle ise yemeğini yiyiyordu.Melis ve Deniz oturur oturmaz Sarah'a selam verdiler.Sarah'ta onlara göz kırptı.Onlar otururken aynı anda Sarah dersliğe doğru gitmek için oturduğu alçak sandalyeden kalktı.

Deniz yemekleri tabağına alırken Melis daha esniyordu.Onu sert bir şekilde dürttü.Bu dürtme ile biraz irkilen Melis tabağına kahvaltılardan aldı.Derse geç kalmama heyecanı ile yemeğini çabuk çabuk yemeye koyuldu.Kafasını bulutlar ile süslenmiş tavana kaldırdı.Düşen çatalını almak için eğilirken Profesör Malfoy'un oradan ayrıldığını gördü.O anda yerden çatalını almayı unutarak Melis'i sert bir şekilde dürttü.Melis ise biraz kızgın bir sesle “Ya yeter hakikaten. Anladık yani. Aptal değilim Deniz. Geç kalmayız merak etme.” dedi.Deniz ters bakışları ile ona baktı.

Aynı anda Melis'in ağır ağır yediği sandiviçini elinden alarak tabağına sert bir şekilde fırlattı.Melis'in ağzı birşey söyleyecekmiş gibi oynadı.Deniz ona "sus" işareti yapınca Melis oturmakla ve içinden malzemeleri akan sandiviçine bakmakla yetindi.Deniz hemen içi çok fazla dolu olan sırt çantasını omzuna hızlı bir hareketle attı.Melis'e gelmesini işaret etti.Keiran ise onu takip etti.Çünkü dersliğin yerini bilmiyordu.Biraz daha hızlı gitmeleri için Deniz ikide bir Melis'i dürtüyordu.Çünkü Melis öyle yavaş hareket ediyordu ki arkadan gelen öğrenciler sıkışık bir şekilde yanlarından geçmek zorunda kalıyordu.

Bahçeye geldiklerinde Deniz Melis'i itiklemeyi sürdürüyordu.Melis ise ona takmadan aynı hareketiyle yürümeye devam ediyordu.Melis artık şakayı bırakmaya karar vermiş bir halde birden dinçlendi ve elini omzuna atarak:“Eee, neden heyecan bastı seni böyle yahu. Anladık heyecandan yerinde duramıyorsun da bu biraz sence fazla değil mi kardeşim?” dedi.Hafif kızmış gibi gözüken gözlerine baktı.Aynı bakışı ona iade etti ve ilerlemeye başladılar.Melis şaşkın şaşkın ortalığa bakıyordu.Gerçekten dersliğin yerini bilmiyordu.Merakla “Tam olarak nerde demiştin yeri?” dedi.Ona tekrar sert bir bakış attı ve minicik parmakları ile tam karşıyı gösterdi.

Bir dev sanabileceği adam boş bir kafesin önünde gözükmeyen bir yaratığa muzların kabuklarını soyup veriyordu.Bu profesör Malfoy olmalıydı.Öyle iriydi ki uzaktan bir dev gibi gözüküyordu.Tanımasa korkup kaçardı.Melis ile Deniz aynı sıraya oturdu.Profesör muz stoğu tükenince klübesine girip birkaç tane daha muz aldı.Ardından bir tane daha muz verince gözlerini Deniz'nin tanımadığı Japon bir kıza dikti.Ona bir dakika baktıktan sonra sınıfa dönerek "Tanışma faslının kısa kesilip daha ilginç şeylerle başbaşa bırakılmak istediğinizin farkındayım, ben de aynısını istiyorum çünkü. İsmim Wolfgang Quirius Malfoy. Bir süreliğine -kısa veya uzun- sihirli yaratıkların bakımı derslerinizde size eşlik edeceğim." dedi.Bunu herkes biliyordu.

Tanışma faslı olmadığını öğrenince gerçekten mutlu oldu.Daha ilk dersten ders işlemek daha zevkli oluyordu.Tekrar gözlerini Japon kıza dikerek görünmeyen yaratığına baktı. "Belki siz onu tanıyorsunuzdur genç bayan?" Japon kız bilmiyorum dermişçesine bir bakış attı.Bu yaratık gerçekten ne olabilirdi.Muzu maymunlar yerdi.Yoksa dev bir maymun falan mıydı?Hayır hayır bu bir gizilgen olabilirdi.Tam gizilgenleri düşünürken Sarah ayaklanıp "gizilgen"cevabını verdi.Gizilgenler muz yemezdi galiba.Başka ne olabilirdi?Evet evet bulmuştu.Bu bir Testral-yavru olabilirdi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
MeLodY Y. Black

MeLodY Y. Black


Mesaj Sayısı : 194
Yaş : 30
Savaş Tarafı : Bilmem ki ne olsam :p
Mezun Olduğu Bina : Slytherin
Rp Partneri : Kendi kendimin sevgilisiyim =)
Kayıt tarihi : 01/03/08

Hufflepuff Bina Sorumluluğu Empty
MesajKonu: Geri: Hufflepuff Bina Sorumluluğu   Hufflepuff Bina Sorumluluğu I_icon_minitimeSalı Haz. 03, 2008 2:41 pm

Ad & Soyad : MeLodY YelloW Black
Günde kaç saat online : 2 Saat
Örnek rp :
Melody daha on yaşındaydı. Muggle hayatını yaşıyordu. Büyü yapmayı çok istiyordu. Annesinden ufak büyüler öğrenmişti ama biir büyücü okulu nasıl oluyordu, çok merak ediyordu.


" Anne... Sizin okulunuz da benim şuanki okulum gibi mi? Yani bir Muggle okulu mu yani !? "

" Hayır Melody. Ordaki herşey adeta büyüleyici. Adı üstünde büyü yavrucum, büyü.. Merak etme az kaldı. Sadece bir yıl... Sabredebileceğini umuyorum. Hadi hazırlan artık..Keman öğretmenin neredeyse gelicek. Adın gibi müzikle ilgilenmen beni mutlu ediyor Mell.. "

" Tamam annee!!"

Mell koşa koşa odasına doğru gitti. Dolabından en sediği sarı , önünde bir cadı resmi olan t-shirt'ünü ve blue jean'nını eline aldı. Hemen üzerine geçirip kemanını aramaya koyuldu. Nereye koyduğunu unutmuştu. Baktığı bütün yerlerde yoktu. Kapıya doğru yürüdü ve kapının aralığından başını çıkararak

" Annee!! Kemanım nerdee!? Gördün müüü?? Annneee!! "

" Off Mell.. Çok dağınıksın... Müziğe verdiğin önemden birazını da odana verebilirmisin acaba? Neyse.. Dolabındaki en üst çekmecede. Dikkat et düşmee... "

" Sağol annee!!"

Melody masasının yanında duran sandalyesini çekip aldı ve dolabına yaklaştırdı. Üzerine çıkarak kemanını aldı. Kemanını eline alır almaz aşağıdan annesinin seslendiğini duydu;

" Melody!! Mr. Andrews geldi.." diye seslendiğini duydu..

Koşar adımlarla merdivenlerden inmeye başladı. Son basamaktan indikten sonra karşısında Mr. Andrewsi buldu. SEvinçle;

" Hoşgeldiniz efendim.." dedi..

" Hoşbulduk Melody. Cadı resimli T-Shirt'üne bayıldım.. Harika görnüyorsun. İstersen hemen başlayalım çalışmaya..
" Tabiki de Mr. Andrews. Buyrun lütfen.." diyerek oturma odasına geçtiler.
...

" Evet Melody. Parçamızı biliyorsun. Seni dinliyorum." diyen Mr. Andrews, Melody'nin kemanı çalması için ona teklifte bulundu..

Melody çok heyecanlı bir şekilde kemanını boynuna sıkıştırdı. Elleri titriyordu. Ama tm çalaya başlarken kendini bulutların üzerinde uçuyormuş gibi hisseti. Kemanı ile birlikte sanki hiç ayrılmayan bütünmüş gibiydi. Artık keman çalldığını unuttmuş sadece uçuyıor ,uçuyordu..

" Bravo Melody. Harikaydın. şeyy.. bu aradaa bir de bi teklifim daha var. Jory...Jory'i tanıyosundur.. O da çok iyi piyano çalıyor. Onunla birlikte çalışmanızı istiyorum...Eğer sende kabul edersen.. "

Melody şok olmuş bir biçimde karşısındaki öğretmenine bakıyordu. Jorry.. Jory'nin piyano çaldığına inanamıyordu. O sadece zengin birini çocuğuydu. Kimseyle konuşmaz, aldırmazdı. Melody ise Jory'e sinir oluyordu.

" Şeyy Mr.Andrews. Ben.. Jory ile iyi geçinemiyrum şeyy... "

" Sadece müzik için Melody. Jory ile sadece müzik bağlantıınız olcak. Lütfen kırma beni... " diyen Mr. Andrews Melody 'nin sözünü kesmişti. Melody ise kızarmış bir şekilde Mr.Andrews'e bakıyordu..

" Peki...Gelicem ne zaman!??.."

Mr.Andrews'in gözlerinden saçılan ışık sanki bütün odayı kaplamıştı. Sevinç dolu gözlerle

"Yarın saat üç buçukda.." diyerek çalışmalarına devam ettiler..

ERTESİ GÜN SAAT 1 : 30 CİVARI

Melody' de büyük bir heyecan vardı. Çalışmaya gitmesine neredeyse tam iki saat vardı. Şimdiden hazırlanmaya karar verdi.Nasıl giyinmeliydi peki? Jory gibi kendini bilmişin bir yanında rezil olmak istemiyordu. Çok mu şık giyinmeliydi, yoksa yok mu klasik..

En son olarak üzerine dar bir T-Shirt altına ise mini bir eek giymeye karar verdi. Saçını da atkuyruğu yaparak dudaklarına az bir miktarda parlatıcı sürdü..

Evet hazırdı . Ama daha bir saati vardı zaman geçmek bilmiyordu birtürlü. Ne yapıcağını bilmeden raflardan bir tane kitap çıkardı ve okumaya başladı...
...

" Eyvah!! Çok geç kaldım kahretsin! "

Melody kitap okumaya dalmıştı. Saatten hiç bir şekilde haberi olmamıştı. Hemen babasına seslendi ve aşağı inmeye başladı.

Tam son merdivene geldi ve birşey unuttuğunu farketti. Kemanı yoktu. Tekrar koşar adımlarla odasına çıktı ve de kemanını aramaya başladı. Kısa süre içinde de buldu ve aşağıya indi.

" Melody. Çok güzel görünüyorsuun!! " diyen Mr. Yellow hemen kızının arabaya binmesine yardım etti ve Mr. Andrew'in evine doğru yol aldılar.

...

" Hoşgeldin Melody. Çok güzel görünüyorsun. Her neyse.. Jory içerde ısınmaya başladı bile.. "
Melody, Mr. Andrews'in duyamıyacağı bir şekilde

" Hiç şaşmadım.. " diyerek fısıldadı...

Jory piyano başındaydı. Birkaç tuşa basarak birşeyler çaalıyordu. Melody odaya girince Jory ona dikatlice baktı. Melody ise hiç pas vermeden nota tablosunun yanına geçti.

" Merhaba Melody. Geliceğini sanmıyordum. Sevindim. "

" İnan senin sevinmen için gelmedim Jory." diyen Melody kemanını kılıfından çıkardı. Boynuna kıstırdı ve egzzersizlerine başladı..

" Evet hadi başlıyoruz..Buyrun meydan sizin... "

Melody'nin yine elleri titremeye başlamıştı. Korkuyordu.. Rezil olmaktan korkuyordu.

Jory çok güzel bir giriş yapmıştı. Sıra Melody'de idi. Elleri titriyordu ve birşey yapamıyordu. Bir kaç melodi çaldıktan sonra pes ederek kemaını boynundan çekti ve..

" Yapamıyorum Mr. Andrews.. Yapamıyorum.. " dedi.

"Melody, saçmalama. Bu paçayı ne kadar iyi çalabildiğini ikimiz de biliyoruz.Sadece biraz daha dikkat etmelisin bence.. "

Melody kafasını sallayarak onyladı. Ve yine aynı yerde hata yaparak durdu. Bu sefer iyice ümidi kesilmişti. Nerdeyse ağlıyacaktı..

" Hayır işte.. Olmuyor.. Olmuyor.." kendine hakim olamayarak gözlerinden birkaç damla gözyaşı düşürdü. Jory'e rezil olmuştu. Buna aldırmıyordu. En yakın koltuğa kendini atıp kemanını ayaklarının ucuna koydu.

"Iıı.. İsterseniz ben çıkabilrim. Belki Melody de konsantre olabikir. HAzır olduğunuzda beni çağırın Mr.Andrews.. " diyen Jory odayı hızlı adımlarla terk etti.

Melody birden kızarmaya başladı. Mr. Andrews Melody'nin kolundan tuttu ve konsantre olmasına yardım etmeye çalıştı.

Jory onbeş dakika sonra odaya girdi. Melody ise kedini biraz daha iyi hissediyordu.

" Evet ikinizde hazırsanız başlayalım artık. Lütfen.. Başla Jory.. "

Jory başını ' Tamam' anlamında salladıkan sonra çok iyi bir girişle parçaya başladı. Sıra Melody 'e gelmişti. Melody kendinden emin bir şekilde Jory'e eşlik etmeye başladı. Bu seferki çıkan melodiler kulağa çok hoş geliyordu. Çok büyülüleyiciydi..

" Bravo çocuklar bir harikaydınız. Yarın yine aynı saatte burada toplanyoruz. Tamamdır...Siz harika bir ikilisiniz. Okul sonunda sizleri partide, sahnede görmek istiyorum... "

Jory ve Melody kapıdan dışarı çıktılar. Melody çantasından telefonunu çıkarıp tam babasını arayacakken Jory

" İstersen seni götürebilirim." diye teklifte bulundu.

"Hayır teşekkür ederim... " diyen Melody, Jimy'nin ısrarlarına dayanamayarak arabasına bindi.

" Fulham'a lütfen " dedi şöföre.

Yol boyunca pek konuşmadılar. Hatta neredeyse hiç çıtları bile çıkmadı.

" Görüşürüz Melody!"

" Görüşürüz.." diyerek eve giren Melody direk odasına çıktı. Evde kimse yoktu. Biraz notlarına baktı ve kapanmakta olan göz kapaklarına hakim olamayarak uyumaya başladı..
...
" ZIIIIIIIIIIRRRRRRRRRRRR ZIIIIIIIIRRRRRRRRRRR!!! "

" Nefret ediyorum sendeen yeteer artık yaa! " diye mızmızlanarak kalkan Melody saatin zilini susturdu ve hemen hazırlanarak okula gitti..

" Selam Jory. Nasılsın?" diyerek yanından geçen Jory'e selam verdi. Ama Jory onu duymamış gibiydi. Etrafına hiç bakmadan giden Jory'nin hareketi Melody'i şoka uğratmıştı. Sanki dün eve götürmeye teklif eden o değildi. Kendini toparladı ve derslerine girdi..

SAAT 2:40 MR.ANDREWS'İN EVİ.


Bu sefer Mr. Andrews'in evine ilk giden Melody oldu. Notlarını tam incelerken ise Jory geldi.

" Merhaba Melody.."

" Selam " demekle yetine Melody, Jory'i umursamazmış gibi davranıyordu.Ne de olsa kırılmıştı.

Hiç aldııramayarak sadce kemanını çalan Melody çalışma bittikten sonra

" Görüşürüz Mr. Andrews" diyerek hızlı adımlarla kapıdan çıkarken kolunun birini tuttuğunu hissetti. Kolunu tutan kişi Jory idi.

" Neyin var bugün neden benimle konuşmuyorsun? "

" Sen daha iyi bilirsin Jory. Bence açıklamama gerek yok. BIRAKIRMISIN KOLUMU? Gitmem lazım. "

" Neyi bilicem ki? Hem ben seni bırakırım. "

" Neyi mi biliceksin? Sabahı hatırla o zamn. Bir selam verdim, görmezden geldin. Daha ne diyebilirim sana SALSANA ARTIK KOLUMU! "

" Okulda kimseyle konuşmayı sevmediğimi bilirisn lütfen.. "

" O zaman bir zahmet benimle artık hiç bir yerde konuşma sadece burda yüzümü gör ve de sadece müziğine konsantre ol tamam mı.. Bilirisin, beni takmayanlarla konuşmayı SEVMEM! " diyerek kolunu sert bir şekilde çeken Melody hızlı adımlarla kapıdan dışarı çıktı...

..

Okulun son gününe kadar Melody, Jory ile pek fazla konuşmadı. Jory bir kaç kez konuşmayı denese de sonradan vazgeçti.

Okulun son gününde ise sahnede süper bir performans sergilediler.

" Duydum ki okuldan ayrılıcakmışsın " dedi Jory

" Evet ayrılıyorum. Şeyy.. Başka bir yere taşınıyoruz.. "

" Melody, Hadi Diagonyolu'na gidicez daha..Hadi çabuk! "

" Evet hayatım Hogwarts seni bekliyor hadi.."

Annesi ve babası artık Melody'i çağırıyordu. Melody,son kez Jor'e döndü. Jory de anlamsız bakışlar vardı.

" Diagonyolu ve de Hogwarts ne demek? "

"Sadece..Taşınıyoruz ya . Taşındığımız ülkedeki bir yer.. Bunu bilsen yeter. Hadi görüşürüz Jory ben artık başka yollar üzerindeyim.. İnce bir fısıltıyla " Muggle Bilimleri Prfofesörü olmak istiyorum! "dedi..

" Oda ne!?"

"Görüşürüz Jory. "

...

" İşte geldik Melody. Şu dokuz ve on peroları arasındaki duvarı görüyormusun? Oradan geçicez şimdi hadi.. Öncelik senin.. FIRLA!! " Mr. Yellow kızını duvardan geçirdi ve eşi Mrs. Yellow ile kızlarını Hogwarts Ekspiresine bindirirlerken eski günlerini özlemle hatırladılar...
[/i]
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.diagonyolu.net/forum.... ( hayatımın sitesi )
Eragon James Black

Eragon James Black


Mesaj Sayısı : 181
Savaş Tarafı : Öüm Yiyenler
Mezun Olduğu Bina : Slytherin
Rp Partneri : Stesha Irina Murder
Kayıt tarihi : 11/04/08

Hufflepuff Bina Sorumluluğu Empty
MesajKonu: Geri: Hufflepuff Bina Sorumluluğu   Hufflepuff Bina Sorumluluğu I_icon_minitimeSalı Haz. 03, 2008 9:29 pm

Bir profesörün olması daha mantıklı olduğu için MeLodY Y. Black alındın..Rütben ile en kısa zamanda ilgilenilecektir..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://hp-rpg.team-forum.net
 
Hufflepuff Bina Sorumluluğu
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Hufflepuff'un yeni bina sorumlusu
» Hangi Bina???
» Hufflepuff

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
CatlakKazan :: Rp Out :: Arşiv :: Düşünseli-
Buraya geçin: