Ders 1;

Konu: Ders 1; Çarş. Mayıs 14, 2008 9:45 am

Öncelikle benim RPlerimle başlayacağım. Sonra RP^nin belli başlı kurallarından basedeceğim. Sonra size yer mekan ve kurgu seçeceğim. Bununla ilgili sizden Rp isteyeceğim...
Not; RPlerim eski sitelerde yaptıklarımdan alıntıdır. Sizin dikkat edceğiniz şey kurgu değil. RPnin yazılışıdır. İnceleyin...

I. RP;
Kenn en sonunda o yorucu derslerden kurtulmuştu. En son ders İksirdi. İnanılmaz yorucu ve iğrenç bir gündü bu gün. Gayet monoton ve gayet sıkıcı. Şimdi yatakhanedeki ranzasının üst katına boylu boyunca uzanmış ve sesizlik boyunca dün gece baloda dans ettiği şeker kızı düşünüyordu. Ayakları ranzanın korkuluğundan sarkıyordu. Bu pozisyon onun hep rahatlamasını sağlıyordu. Kaslarını gevşetip ona huzur veriyordu. Etraf tozluydu. Ortak Salonda yanan şöminedeki odunların çıtırtısı kulağındaydı. Odanın mavi, beyaz ve bronz renklerden oluşmuş dizaynı da her şeyle uyum içindeydi sanki. " Huzur.... " dedi sessizce. " " Tüm sinirlerim bir anda boşaldı. " Yatağının rahatlığında gözleri kapalı hayal kuruyordu. Hayallerinin ana karakteri ise hep aynıydı. Daha dün dans ettiği kızın adını bile öğrenememişti. Acaba o güzellik ne ile adlandırılıyordu. Bir süre sonra düşünememeye başladı. Sıkıldı ve ranzasından kalktı. Cüppesini çıkartıp üstünü başını değiştirdi. Dün giyindiği gibiydi yine ama üstündekiler dünkünden farklıydı bir fark da üstündeki montuydu. Dışarıya çıkacağından montunu da almıştı yanına. Hızla merdivenlerden indi. Giriş Salonunu geçti ve dışarıya çıktı.

Dışarının bol oksijeninden çekebildiği kadar çekti içine. Güneş turunculaşmıştı. Batıyordu. Kenn hızla, altında hışırdayan yem yeşil çimenlere aldırmadan gölün yolunu tuttu. Az önce burada oturduğu kütüğe kaydı gözü hemen. Boştu. Ama en önemlisi o kütüğün yanında birisi vardı. Bir kız. Kenn' in kalbi hızla atmaya başladı. Acaba bu o kız mıydı? Yaklaştıkça bundan emin oluyordu. En sonunda kızın yanına geldi tekrar derin bir soluk aldı ve konuştu; " Şey beni hatırladın mı? Dün dans etmiştik hani? Bir de hala adını bile bilmiyorum... " dedi utanarak ve bakışlarını kızın gözlerine çevirdi...

II. RP;
Kenn göz kapaklarını açamıyordu. Üstündeki yoğunluk izin vermiyordu buna. Tüm benliğini sarmıştı sanki bu yoğunluk. Ne kolunu hareket ettirebiliyordu, ne de göz kapaklarını kaldırabiliyordu. Sadece beyni çalışıyordu. O da enerji gerektirmediğinden olmalıydı. Kenn neden bu kadar tembel olduğunu düşünüyordu. Ama cevap yoktu. Bir kaç dakika sonra sağ göz kapağını yavaşca kaldırdı. Yatakhanenin mavi, bron ve beyaz renkleriyle süslü dizaynı ilk defa Kenn' in zekasını zorluyordu. Hala gözünden beyninin derinliklerine yansıyan görüntüler net değildi. Herşe bulanıktı. Göz kapağından sonra yavaşca sağ kolunu da kaldırdı. Elinin yardımıyla sağ göz kapağını ovaladı. Görüntü netleşiyordu yavaş yavaş. Biraz sonra bedenini de hareket ettirmeye başladı ve ranzanın üst kısmından yavaşca indi. Bugün tatildi. Yani ders yoktu. Kenn neler yapılabileceğini düşündü. Yatakhaneyi gözleriyle taradı. Ama üçüzü Bill yoktu. " Kahvaltıda olmalı " diye düşündü Kenn. Hemen az bol ve düşük bel kotunu giydi. Üstüne ise bir T - Shirt geçirdi. Hava gayet sıcaktı çünkü. Converselerini de giydikten sonra tamamıyla bir bütündü yine. Koşar adımlarla yatakhaneyi terk etti ve kahvaltı yapmaya indi. Biraz sonra ev cinlerinin ne kadar marifetli oldukları doldurmuştu Kenn' in düşüncelerini. Yemeğini yedikten sonra biraz hava almanın iyi olacağını düşündü. Bunun için ise en güzel yer Göl Kenarıydı. Kenn yeşil ve kahvarenginin tüm tonlarının uyum içinde olduğu Hogwarts bahçesinde yürüyordu. Göl Kenarına varmıştı. Hemen uzunlamasına çimlerin üzerine uzandı. Gözlerini kapattı ve kulağını tüm benliğiyle göle verdi. Suyun ihtişamlı dansını duyabiliyordu. Kuş sesleri, rüzgar, çocukların sesleri, yaprak hışırtıları, su damlacıklarının rüzgarla buluştuğu an çıkardığı ses. Her şey çok güzeldi. Kenn bir süre boyunca gözleri kapalı manzarayı dinledi...

III. RP;
Kenn için çok sıkıcı bir gün olmuştu bugün. Halbuki böyle olmaması gerektiğini düşünmüştü. Bir haftadır yumuşacık yatağında hep bu günün hayalini kurmuştu oysa. Günün bu kadar kötü geçmesini ise üçüzlerine bağlıyordu. Bugün kompartmanda yaptıkları unutulacak tarzdan değildi. Penélope' nin yaptıklarını saymıyordu bile. Kenn' in sevgilisiyle arasının bozulmasına yol açmıştı ve kompartman dışında birinci sınıfa yeni başlayan bir Slytherinle kavgası yüzünden herkesten azar işitmişti. Sonuç olarak hepsinden büyüktü. Penélopeden üç saniye büyük olmasına rağmen Penélope onu takmıyordu. Annesi öldüğünden beri kimseyi takmıyordu zaten. Hala arka fonda trenden gelen sesler vardı.

" Kıt, küt, tıkırt "

Sinirlenmeye başlamıştı artık. İçerinin hafif grimsi ve ahşap tonlarındaki rengi içini baymaya başlamıştı. Arada bir cüppesinin yardımıyla camdaki buğuyu siliyor ve camdan aya doğru uzun bir yolculuğa çıkıyordu. Derin bir sarsıntı oldu. Kenn gerçekten dalmıştı. Tren yavaş yavaş boşalıyordu. Üçüzleri ve ikizler onu beklememişti tabii ki. Slytherinden olan en yakın arkadaşına da rastlamamıştı yolculuk boyunca. Kim bilir nereye sinmişti yine. Küçük L'monéler bir binaya seçileceklerdi. " Mutludurlar... " diye düşünüyordu Kenn. Bir süre sonra ikizleri sandalla karşıya geçirmek için üçüzlerin yanından aldılar. Kenn ve üçüzleri devam ediyordu. Yine kendilerini Testral denen ilginç yaratığın üstünde ilerlerken buldular. Rivayete göre bunları sadece bir ölü görmüş olan görebilir ve hissedebilirdi. Üçüzler ilk ölüyü beş yaşında görmüşlerdi. Bu ilkti...

Biraz sonra herkez büyük salonda ziyafet için toplanmıştı. Müdür her zaman ki gibi konuşmasını yaptı. Müdüre karşı içten saygı duyanlar vardı. Bunun yanında takmayanlarda çoktu. Kenn bunların ortasında bir yerdeydi. Ne takıyor ne takmıyordu müdürü. Bir süre sonra Seçmen Şapka binaları seçmeye başladı. İçerisi çoşkun alkışlarla tınlıyordu. Her binanın kendine has bayrakları kocaman salona büyük bir şehvet katıyordu. Hayaletler ortalıktaydı ama herkes artık onlara alışmıştı. Gri Leydi Ravenclaw sınıf başkanıyla derin bir konuyu tartışıyor gibiydi. Herşey kendi halindeydi kısacası. Tören bitti ve etrafı büyük bir sessizlik kapladı. Yemekler yendi. Günün yorgunluğunu atmak için herkes ortak salonlarına dağılmaya başladı. Kenn içinde bir hareketlilik hissetti. Tuvalete gitmesi gerekiyordu. Hala orda olan üçüzlerine döndü; " Siz doğru ortak salona! Ben bir tuvalete gidip geliyorum.. " dedi ve hızla ikinci katın sonundaki tuvalete doğru yol almaya başladı. Bir süre sonra tuvalete ulaştı artık kendini tutamayacaktı. Tamamen taştan yapılmış koridoru geride bıraktı ve mermerlerle kaplı temiz görkemli bir tuvalete girdi. Altın kaplı musluklardan birkaçının dibi yosun tutmuş gibi görünüyordu ama bu hiçte sorun edilecek birşey değildi. Tuvalete göz attığında ise ufak bir şok geçirdi. Trende aramayıp da bulamadığı çok sevdiği çocukluk arkadaşı Anton oradaydı. Yaklaştı ve; " Selam Anton ne işin var burada abi? " dedi. Burası insanlara bir sadece amaç için hizmet ediyordu bunu Kenn de biliyordu ama konuşmak amaçlı değil mi sormak gelmişti içinden. Bir yandan cevap beklerken bir yandan da işini hallediyordu...
------------------------------------------
Valla wordde 30 sayfaya kdr rp^m var ama onları koysam kimse okumazdı :. O rpler cidden kalite yerlerer layık Very Happy

burda bunnar yeterlidir heralde...

RP Nedir? Nasıl Yapılır? RP^nin İncelikleri ve RPde aradıklarım..

* RP bir senaryo yazma oyunudur. Bu oyunda karakterler iç görünüş ve dış görünüş olarak hayalidir. Oyuna ilk başlayanlar RP karakteri ile kendini özdeşleştirmeye çalışır. Fakat yapamazlar. Çünkü RP karakterin senin aklındaki mükemmeli simgeler sen ise gerçeği.

* RP insanın edebiyat ve dil anlatım derslerinde büyük başarı göstermesinde önemli bir adımdır.

* RP diksiyon düzeltmektir.

* RP eğlencedir.

* RP arkadaşlıktır.

* RP internet hayatının bir diğer yüzüdür.

Peki RP Nasıl Yapılır?

RPde esas konu yarattığın karakterdir. O karaktere bir aile, bir sevgili, bir meslek, hobi, fobi, yetenek vs herşeyi kendi aklınca vermek çok önemlidir. RPyi yapman için önce kafanda kurgu oluşturmalısın. Kaliteli RP için ise; akıcılık, betimleme, imla, renklendirme, hayal kurma gibi yan unsurlar gerekir. Bu unsurları yaptığın sürece hem sen RP yapmaktan zevk alırsın. Hem de RP ni okuyan RPnden zevk alır. Rpyi yaparken kullandığın karakter sen değilsindir. Sen o karakteri yaratan kişi olduğundan onu yönetebilirsin. Mesela RPde şu kullanım yanlıştır.

" Kalktım, saat beş^i on geçiyordu.. " --- Yanlış bi kullanım.
" Kenn kalktı. Yavaşca gözlerini saate çevirdi. Saat beşi on geçiyordu. --- Doğrusu budur.

Sonra betimleme çok önemlidir. Betimleme sözlerle yazı yazmaktır. Betimleme yaparsan okuyan insanı yarattığın karakterin yanına götürürsün. Betimlemeye dikkat Very Happy

Örnek;
Kenn evdeydi yatıyordu. -- Doğru ama betimlemesiz bi kullanım.
Kenn evdeydi. Evin kum beji boyası beyninde rahatlık hissi uyandırıyordu. Üzerinde bulunduğu açık mavi ve deniz mavisi tonlarında gelip giden koltuğun yumuşacık yüzeyi uykusunu getiriyordu. Saatin tik takı ise onu derinden etkileyip ninni gibi geliyordu ona.

Gördüğümüz gibi betimleme hem rpye güzellik katar hem de istemeden de olsa rpyi uzatır.

Bir diğer unsur... Akıcılık
Akıcılık aslında çok kolay olan fakat çok zorlanılan bir unsurdur. Akcılığın kaynağı olay örgüsü ve heyecandır. Bu da sizin elinizde.

Bir de imla var onu da siz yaparsınız.

-----------------------

İlk Kurgu ( İlk Ders )
Herkes ayrı ayrı RP yapck. 15 yaşındasınız ve Çatlak Kazanda kalıyorsunuz. Okulun açılmasına bir hafta var. Diagon yolunda alış veriş yapıosunuz. ( RPLER 100 puan üzerinden değerlendirilecektir. )

RP KURALLARI; 30
BETİMLEME;30
NOKTALAMA; 10
AKICILIK; 30

Kolay Gelsin .d

Konu: Geri: Ders 1; Çarş. Mayıs 14, 2008 10:12 am

Arya tam yatağın kıyısında yatıyordu.Kalksa direkmen yere düşe bilirdi.Hafifce gözlerini araladı.Odası bütün güneş ışıklarını toplamıştı sanki.Her taraf parlak ve aydınlıktı.Gözleriyle etrafa göz gezdirdi.Tam arkasını dönecekti ki büyük bir gürültüyle yere yuvarlanmıştı.Belini tutarak hafifce doğrulmaya çalıştı ve bağırarak "Lanet olası şu küçük yataklar.Gene yere düştüm!" dedi.Yavaşca ve belini tutarak ayağa kalktı.Kendini tekrar büyük bir hızla yatağına attı.Yorganını yüzüne kapattı.Yaklaşık on dakika o yorganın altında dayana bilmişti.Artık bunalmış ve terlemişti.Hızla yorganı üstünden attı.Yorgan yavaş yavaş Arya'nın ayaklarından sürüklenerek yere düştü.Arya yavaşca doğruldu.Ayaklarını yatağın bir ucundan diğer ucuna attı.Sonunda yataktan kalka bilmişti.Yavaşca dolaba doğru yürüdü.Dolap gıcırtıyla açılmıştı.Arya üstüne bol pantolonunu ve bol tişöertünü giymişti.Bu kıyafetlerini gerçektende çok seviyordu.Yavaş yavaş üstünü giyindi ve odasından çıktı.Hızlıca ve ayaklarını vurarak aşağıya indi.Aşağısı hafifce kalabalıktı.Arya kimseye aldırış etmeden Çatlak Kazan'dan çıktı.Dışarısı hafifce esiyordu ama nemli bir hava vardı.Yavaş yavaş etrafına bakarak Sihirli Hayvan Evi'ne gitti.İçeriye girdiğinde küçük bir çan çalmıştı.İçeride pek fazla büyücü yoktu.Hızlıca kadının yanına gidip öksürdü.Kadın arkasını döndüğünde Arya kadına güler yüzle "Acaba şuradaki gri tarantlayı alabilirmiyim.Üstünde siyah çizgileri olanı." demişti sakince.Kadın yaklaşık bir yarım saat Arya'yı bekletmişti.Arya artık kadına bağırma gereği duymuştu "Artık benim tarantula mı vericek misin!!?" Gerçekten çok sinirlenmişti.Kadın hızla tarantulayo sarsarak Arya'ya uzattı.Arya kadına sinirli sinirli bakarak "O hayvana öyle yapmaya hakkın yok!Kaç galleon?Hadi söylede çıkıyım şurdan!" diye yüksek sesle konuşmuştu.Kadın sırf Arya'ya gıcıklık olsun diye hızlıca "Ellibeş galleon." demişti.Arya kadının ne demek istediğini pek anlamamıştı.Sadece "Elli" bölümünü duymuştu.Cebinden altmış galleon çıkartıp verdi.Kadın hemen beş galleonu Arya'ya verip kapıyı gösterdi.Arya kadına yüzünü buruşturarak baktı ve dışarı çıktı.

Konu: Geri: Ders 1; Çarş. Mayıs 14, 2008 10:29 am

Kötü bir RP.

RP KURALLARI; 25
BETİMLEME;5
NOKTALAMA; 5
AKICILIK; 15

45 Puan. Gerçekten kötü olmuş. Bi kere tatsız tuzsuz bir yemeğe benzemiş bu RP. Öğrenmen gereken çok şey var. RP kuralları tamam da. Betimleme yok. Noktalamada yanlış kullanımların var. Akıcılığa fazladan puan verdiğime dua et. Hatalarını sıralayalım.

" Bazı cümlelerde de bağlacı ayrı yazılık. Eğer de cümleye dahi anlamı katıyorsa ayrı yazılır. Fakat cümleye ismin bulunma halini katıyorsa bileşik yazılır.

Mesela; evDE - (İsmin bulunma halidir.)
onun DA - ( Onun " dahi, bile " anlamı katmaktadır. Bu yüzden ayrı yazılır.. )

Başka bir sorun. Herşeye " ce " yapım eki getirmişsin.
bknz; yavasCA, hızlıCA, sakinCE, sessizCE... Hep aynı yapı RPyi monoton kılar. Biraz farklılaştır. Örnek veriim.

Dışarısı hafifce esiyordu ama nemli bir hava vardı. || yerine

Dışarıda rüzgar esiyordu. Bununla birlikte havaya nem hakimdi.. || olabilir..

bide yavaşca deil yavaşça Very Happy

bunu sölemessem olmaz. Hmm renklerini seç 4 rengin elinde olsun. Bu renkler birbiriyle uyumlu olsun. Biri senin konuşmanı, biri karşındakinin konuşmasını, biri düşüncelerini biri de RP deki diğer kişiyi temsil etsin. Şimdilik bu kdr dikkate alırsan sevinirim...

Konu: Geri: Ders 1; Perş. Mayıs 15, 2008 9:31 am

" Mam.. Horosho, horosho. Paka. " *

Sabahın ilk ışıklarıyla beraber, Muggle'ların 'telefon' dediği zımbırtının çıkardığı sesler yüzünden uyanmıştı sarışın kız. Bir eliyle başını tutarken, diğer eliyle de telefonu kulağından 10 cm. kadar uzakta tutuyordu. Annesi, muhtemelen Rusya'daki evlerinde, telefonu ters tutarak bağırıp duruyordu. Bunu düşününce yüzüne istemeden bir gülümseme hakim olmuştu. Bir türlü şu aleti kullanmayı beceremezdi annesi Irina. Babası, Sergei, tam bir teknoloji delisiydi annesine tezat. Kahverengi döşenmiş odada gözlerini gezdirdi birkaç saniye. Dün gelişini, yatışını hiç hatırlamıyordu. Tabii gelmesinden önce yaptıkları parti, bugün esaslı bir baş ağrısıyla kendisini hatırlatmayı beceriyordu. Derin bir nefes alıp, dolabına doğru ilerledi. Oldukça hoş bir odaydı, yine de mükemmeliyetçi Dawn'a göre oldukça sıradandı. Muggle gibi görünmesi lâzım olacaktı, Londra'da 28 derece sıcakta pelerinle dolaşan bir kızı nasıl karşılayacaklarını asla kestiremezdi. Kısa, siyah bir etek ve üstüne de yine siyah, beyaz kurukafalı bir tişört. Uzun, siyah beyaz çoraplarını da giydikten sonra bu kısım bitmişti bile. Çıkardığı pijamalarını yatağının üstüne fırlatıp uzun, yuvarlak aynaya doğru ilerledi hızlı adımlarla. Saçları. Aynı paspal bir cadıya benzerdi sabahları, ki bugün de istisna değildi. Yine de çoğu kızdan daha güzel olduğunu o dahil herkes bilirdi. Damarlarında dolaşan Safkan, Rus kanı onun görünümünü etkilemeyi beceriyordu. Saçlarını tarayıp, hafif kırmızımsı bir ruj sürdü. Bolca siyah göz kalemi çekti, her zamanki gibi. Dün gece siyah deri koltuğun üzerine fırlattığı çantasını da kapıp, siyah üzerine beyaz puantiyeli babetlerini giydi. Hızla kapıdan dışarı fırladı, alışveriş uzun sürecekti ve onun da zamanı kısıtlıydı.

" Stho? Ah, evet. Anladım. "

Hayvan dükkanından çıkarken, elinde tuttuğu kedi yavrusuna bakıyordu. O sırada dükkan sahibinin söylediği şeyleri duymamıştı, yine de onaylamıştı. Dükkan sahibi kızıl saçlı, elektrik mavisi gözlü genç kadın ona onaylamaz bir edâyla bakıp, 'zamâne gençleri' gibi birşeyler mırıldandı. Neyse ki, Dawn bunu duymamıştı. Yoksa esaslı bir tartışma çıkabilirdi oldukça çabuk parlayan yapısı sayesinde. Siyah beyaz, benekli kedisiyle Dawn, takım gibi olmuşlardı resmen. Siyah beyaz Dawn, siyah beyaz kedi. Sarışın kız kıkırdamamak için kendisini zor tutarken, bir elinde yavru kedi, diğer elinde ise çantasıyla asa dükkanına doğru yavaş adımlarla, kalabalık sokakta ilerliyordu.

* : Rusça "Anne.. Tamam, tamam. Güle güle."

PS: Oldukça kısa oldu. 5 dk. kadar bir sürede yazdım, eh bu kadar oldu.

Konu: Geri: Ders 1; Perş. Mayıs 15, 2008 10:38 am

Biraz daha betimleme yaparsan kusursuz bi rpci olacaksın...

RP KURALLARI; 30
BETİMLEME;25
NOKTALAMA; 10
AKICILIK; 30

95. Çok başarılı dediğim gibi accük betimleme pirat

Konu: Geri: Ders 1; Cuma Mayıs 16, 2008 12:32 pm

Gia, gözlerini açtığında çatlak kazanın o rutubetli odalarının birindeydi. Uykusunu hala alamamıştı. Kendini zorda olsa toparladı. Üzerinde ki beyaz yorganı kenara düzgün bir şekilde çekti ve katladı. İçeride nemli bir koku vardı.

Üzerini değiştirmek için eski kahverengi dolabın yanına gitti. Dolabın kapısını bir gıcırtıyla açtı. Dolabın içerisinden siyah bir pantolan ve mor bir bluz çıkarttı. Makyaj aynasının önüne geçti ve saçlarını ağır ağır taradı. Bir ara gözleri kapandı ve nerdeyse yere çakılıyordu.
_’’Off! Ne gıcık bir gün’’dedi öfkeyle.

Çatlak kazanda kalalı iki gün olmasına rağmen etrafında ki insanlara çok kaba davranıyor buda insanların öfkeyle ona bakmasını sağlıyordu. Bu onun hoşuna gidiyordu kavgacı ve hırçın bir kızdı. Gözlerini dikip ona bakan insanları görünce daha çok öfkeleniyor ve bağırıp çağırıyordu.

Saçlarını taradıktan sonra para kesesini alıp merdivenlerden aşağı indi.
DİOGON YOLU

Yolda ağır adımlarla ilerlemeye başladı. Diline geçen gün muggle çocukların söylediği bir şarkı dolanmıştı;
_’’ The pain that grips you
The fear that binds you
Releases life in me
In our mutual shame we hide our eyes
To blind them from the truth that finds a way to who we are’’

Şarkı söylerken bir yandan da etraftaki dükkanlara bakıyordu. Belki can sıkıntısını giderecek bir yer göre bilirdi. İleride Florean Fortescue'nin Dondurmacısı yazıyordu. Biraz dondurma fena olmazdı doğrusu. Şarkı söylemeyi bırakıp dondurmacıya doğru ilerledi.

İçerisi çok hoş bir şekilde dondurma kokuyordu. Etrafta Gia’nın yaşlarında öğrenci olduğunu tahmin ettiği birkaç büyücü ve cadı, birkaç tane de muggle vardı. Dükkan sahibinin üzerinde pejmürde bir iş gömleği vardı.Kadına tiksintiyle baktı ve dondurmalara göz gezdirdi;

_’’ Çilekli ve sade dondurmalardan ala bilir miyim?’’

Birkaç dakika bekledi durduk yere tartışma çıkartmak istemiyordu. Bu gün havasında değildi doğrusu. Kadın ona dönüp bakmamıştı bile içeri yeni girenlerle ilgileniyordu. Buna tahammül edemezdi;

_’’Merlin’in Sakalı adına sabahtan beri buradayım. O iğrenç yüzünü bana çevirip ne zaman şu aptal işini yapacaksın.’’ Gerçekten sinirlenmişti. Dükkanda ki herkesin başı ona doğru çevrildi.Merlin'in Sakalı dediğinden olmali ki, bu kız çıldırmış mı gibi bir gözle bakan da vardı.

_’’Küçük bayan dükkanımda bu şekilde curcuna çıkmasını istemiyorum. Müşterilerimle ilgileniyordum sıranızı bekleyin lütfen’’ dedi dükkan sahibi. Kadın yeniden müşterilerine dönerken ;

_’’Ahhh! Ben onlardan önce geldim ve sen sıramı beklememi istiyorsun. Merlin adına bana hemen dondurma vermezsen seni bir sıçana çeviririm’’dedi öfkeyle.

Kadın müşterilerine dönüp’’Küçük bayanla ilgilenip geliyorum tatsızlık çıkartmasın’’Çilekli ve sade dondurmaları kaseye doldurup gia’ya verdi;
_’’Sonunda Aptal işinizin başındasınız. ‘’ dedi ve tezgaha sertçe 10 galleon bırakıp çıktı.

Konu: Geri: Ders 1; Cuma Mayıs 23, 2008 12:02 am

Tolga hala yorum yok mu? :S

» 1. Ders
» 1. Ders
» 2. Ders